Sevimli Hocalar
Eylül 4, 2020
Küreden Küpe
Ekim 7, 2020
Hepsini Göster

Müziğe dâhil olabilmek

 

 

Bu yazıda geçen fikir, duygu ve düşüncelerimi çok gecikmiş şekilde sizlere aktarmaya çalışıyorum. Aslında Sutuboğda.com sitesinin yazarlarının o çok ufuk açıcı yazıları vesilesi ile derin duygu ve düşüncelere dalmıştım. Ama son noktayı 2018 ilk aylarında Sutuboğda sitesinin misafir yazarlarından Tarkan Demir’in “Müzik” ile yazdıklarından sonra duygu ve düşüncelerimi bir video ile anlatamayı denemek istedim. İzlediğiniz video çalışmasını yapmak için o tarihten itibaren sürekli vakitler ayırıp ilerletmeye çalışıyordum. Ne yazık ki bugüne kadar uzadı. Tam hayal ettiğimi gerçekleştirememekle birlikte, artık bitirebildim.

“Müziğe dâhil olabilmek” adlı video kurgu çalışması Zamansız Günleri, Geçmiş Günleri, Şimdiki Günleri ve Gelecek Günleri baz alarak bir tarihsel sıraya dizme gayreti ile bir araya getirip, o en önemli iyi-kötü olay ve an’ların oluşturduğu nota ve müziği sembolize etme çabasıdır.

Bu çalışmayı yapma amacım ilk başlarda ufkumuzu genişlettikçe genişleten Sutuboğda yazarlarına bir küçük armağan niyeti idi. Dar bir zihni, gördüğünüz olay ve kavramlar ile yaşamaya başlayan biri haline getirdiklerini gösterme niyeti idi. Ama sonraları amacıma Allah (c.c) ‘ı düşündüğüm ve onu hissetmeye çalıştığım zamanlarda hayalimde canlanan görüntü ve düşünceleri bir bütün halinde görmeyi deneyimlemekte eklendi. Yani merak duygusu da amaçlardan biri haline geldi ve merak; hayalleri veya duaları bir müzik eşliğinde yaşamayı görmekti belkide. 

Örneğin videonun sonundaki “Far Over The Misty Mountains Cold” parçasını dinleyerek zihninizdeki yaratılış hikayesini ve yaratılmışları canlandırmak veya hatırlamaya çalışmak tüylerinizi diken diken yapıp gözlerinizi yaşartmanın daha hızlı yolu olduğunu düşünüyorum. 

O’nu (c.c) Hissetmek , Düşlemek ve O’na Bir Dinleti Sunmak

Yazıları okumaya devam ederken bende heyecan verici bir istek oluşmuştu. Sanki hayat amacıma yeni hedef oluşmuştu. O da “O’na (c.c.) sunulan müziğe dahil olabilmek ve O’nu (c.c) memnun edip çekilmek.” Bu aslında ilk kez 2014-15 yıllarında Silmarillion’u okuduğum zaman oluşmaya başlamıştı. Şöyle bir hayal, Ainur’un Müziği veya Allah’a sunulan ve O’na duyulan aşkla yapılan bir müziğe katkı sağlayabilmek. Eğer Hz.İnsan olamıyorsam bile o müziği bozacak birşey yapmamaya çalışmak. Ama sonraları farklı bir tefekkür konusu doğmuştu. Bu çalışmada da anlatmak istediğim “Bu müziği bozamayacak olmak”.

Herşey Zıddı ile Bilinir

Bu yeni tefekkür konusu ise iyi ve kötü savaşı ile ilgili idi. Öğrendiğimiz öğretiye göre “Herşey zıddı ile bilinir.” idi. Gündüzün kıymeti gece anlaşıldığı gibi de iyilerin sıfatları da kötülerin meydana getirdiği zorluklarda ortaya çıkıyor.

O’na sunulan müzikte de sembolik olarak kalın ses ve notaların kötülükten, ince ses ve notaların iyiliklerden oluşan sesler olduğunu farzedelim. Bu izlediğiniz videoda seçmiş olduğum müzikte tamamen bunu anlatmaya çalıştım. Bu müzik genel olarak benzer notaların sürekli tekrarı ile oluşmakta. Bir ince bir kalın sesin ardı ardına gelmesine dayanıyor. Tabiki bir kaç farklı yerde bunların şiddeti, ritmi ve melodisi değişmekte.

Ama müziğimiz bu şekilde meydana geliyor. Evet, kötü diye tabir ettiğimiz ve şeytana hizmet eden yaratıkların işledikleri kötülükler aynı şekilde karşısında yıllarca dinlemekten bıkamayacağımız göz yaşartan hikayeleri doğuruyor. Edilen zulümler veya kötülükler, destansı dostluk, uhuvvet, cesaret, iman, teslimiyet, tevazu, ihlâs, sadakat, tesanüd notalarının doğmasına sebebiyet veriyor. Bu kavramlar da zaten göstermeye çalıştığım iyiler, yüceler ve onlara rehber peygamberlerin sıfatlarından başkası değiller. 

Gandalf

Hayal veya dualarımda genelde Sutuboğda’dan önce Hz.Hızır çok fazla yer almazdı. Ama Sutuboğda’nın en büyük katkılarından birisi de Mithrandir sevgisi olmuştur. Bu çalışmada veya hayal dünyamda Söndürülemeyen Alev, müziğin ruhu ve Olórin’de kendi deyişiyle “Onun(sav) (en büyük) hizmetkarı” olmuştur. Gandalf Grihamut’ın zamandan münezzeh bir yaşamı olduğu için bu zaman çizgisinde her an da onu görebilmek mümkün. Yani müziğin her notasında var olabilen eşsiz bir varlık. Bu videoda da o yüzden onun bir çok talebesini ve yoldaşlarını görmeniz mümkün oluyor. Grey Pilgrim şu an hâlâ müziğe katkılarını sunmaya ve iyilik duvarına tuğla koyanlara rehber olmaya devam ediyor. 

Bu çalışmada Hz.Hızır ile mümkün olmasada basit bir empati kurmaya vesile oluyor. Bitmek bilmeyen bir sabır, ilim, teslimiyet. Zamansız yaşamı hayal edemeyen ben, nasıl olurda onunla empati kurabilirim. Ama o bile yetiyor. Allah ona kendisiyle aynı sıfatlara sahip güzel yoldaşlar nasip etsin. O, bizim haberimiz bile yok iken, gizliden imanlarımızı, müzikleri, dünyaları kurtamaya devam etsin. Sadece Allah’a seni ve senin talebelerini tanıttığı için, bildirdiği için, sevdirdiği için Allah’a ne kadar şükretsek az gelir. Ayrıca diğer yaratılan Maiarları da görebiliyoruz. Anlıyoruz ki melek gibi değil de biz insanlar gibi bu zamansızlıkta seçimlerini yönetiyor. Allah yardımcın olsun İlhami abi

Hatırlama ve Düşüş

Bu videonun asıl oluşturmaya çalıştığım esprilerinden biriside aslında Zamansız Günler-Geçmiş-Şimdi-Gelecek olarak sıralı bir timeline ile müziği oluşturan önemli anları hatırlamak. Ama bunuda, zamansızlığı yatay ve zamanı da dikey düşüş hareketi ile gösterebilmek. Yine asıl noktamıza gelecek olursak “O’nu (c.c) anma – hissetme” zamanlarında herkesin belkide kendine özel hayal ettiği anlar, kişiler veya mekanlar vardır. İşte aldığımız derslerden de öğrendiğimiz şekliyle insan, unutan varlık demekti. Ben de hissetme ve dua anlarımda Hz.İnsan olanları veya müziğe güzel notaları sunan insanları anarak hatırlama çabalarına girerim. Sanki bu hatırlamalar, beni daha çok insan yaptığını da hissederim. Çünkü günlük yaşantımızda karşılaştığımız her olay ile müthiş yaşamlar hatırımıza yansır. Mesela videoda da göstermeye çalıştığım gibi, saygı kavramı karşımıza gelse Bişr-i Hâfî’yi hatırlayabiliriz. Sahip çıkma ve koruma ile ilgili kavramlarda Habeşistan Kralı Necaşi’yi hatırlarız. Mal, mülk ve makam sahibi olmak ile ilgili olaylarda yokluk kapısının öğrencilerinden ciğer satan Aziz Mahmud Hüdayi’yi hatırlarız. Bu videoda da iyi-kötü mücadelesinde ki hatırlamaların bir araya gelmesidir aslında. İnsanlığında Hz.İnsan’ın sıfatlarını kazanabilmek için bu unuttuklarımızı hatırlayıp düşüşümüze dur diyebilmesi lazımdır.

Evvel’in Hakikati

Konumuz “O’nu (c.c) anma ve hissetme” olduğu için sonuç olarak acz ve fakrımızı bilme ile sonuçlanıyor. Buda bizi direkt isteme ve dilemeye çıkarmaktadır. Sutuboğda’nın özellikle bana sunduğu ufuk ve bakış açısı, sizi bilemem ama benim dualarımı direkt etkilemesidir.

Kesinlikle bu bilinç aczimizi de etkilemektedir. Duygularını kelimelere dökemeyen birisi olarak konu ile ilgili açıklamasını paylaşmak isterim.

Ahmet Mesut Bozkurt’un Kökler ve Gizli Ateş / Sönmeyen Alev Üzerine olan yazısından şu paragraf bize çok şey anlatmaktadır.

“İlim, İrade ve Kudret Levhaları’ndan geçerek her şey varlık sahasına çıkar. Bir misal üzerinden anlatmak gerekirse: Bir insan bilmediği bir şeyi (ilim levhası misali) dileyemez (irade levhası misali), dilemediği/istemediği/irade etmediği bir şeyi yapmaz (kudret levhası misali). Önce bilmeli sonra istemeli/dilemeli ve sonunda yapmalıdır. Her şeyin ilksel hali, köksel hali/başlangıç hali, “ilmi” suretidir. Bu yönüyle en kök ve derinde olan, Allah’ın ilminde olandır; çünkü Allah sonradan öğrenmemiştir; her şeyi bilir ve ilmi de Allah ile ezelidir (Her şeyin “evvel”indedir). Kök kelimelerden, mitlerden, kayıp geçmişten geçerek “Evvel”e yapılan yolculuk, bu yönüyle her şeyi kapsayıcı ve açıklayıcıdır. Tolkien’in eseri üzerinden önerdiği manevi seyahat bu tarz bir seyahat olsa gerektir.

Sutuboğda.com yazarlarının bizde başlattığı bu evvel’e olan merak ve aşk duygularıda zannedersem son nefesimizi verene dek sürecektir. 

Flame Imperishable

Bu video çalışması aslını aslında 2 parçadan oluşuyor. Gizli Ateş’in görünmeye başladığı ilk an (yani videonun başı ) ve dünyada görüldüğü ilk an ( yani videonun ortası ) olan Efendimiz (sav) ‘in Mekke’de doğumu. 

Tarık Kaya’nın “Flame Imperishable ve Sutu Boğda İlişkisine Dair” yazısında bahsettiği gibi 

“Daha sonra Yaradan nuru Muhammediye’den yokluk âlemini yarattı. İşte o yokluk âleminden yani yokluktan da her şeyi yarattı.” 

O (sav) de, bu alemde nasıl güzel bir müzik sunabileceğimizi ve katkı sağlayabileceğimizi gelip yaşantısı ile bizlere gösterdi. Yani nasıl güzel bir dinleti sunup Rıza-i İlâhî’yi kazanabilirizi bizlerle paylaştı. 

Rabbim bizi bu güzel müziğe dahil etsin ve O’na(c.c) güzel bir dinleti sunup rızasını kazanmayı nasip etsin.

Devamı Gelecek…

Not : Video çalışmasının başındaki Ainulindale kısmını anlatan animsayonları kendim üretmedim. Diğer videoları araştırıp, bulup kurguladığım gibi kullandım.

11 Comments

  1. faruk dedi ki:

    Çok etkileyici bir çalışma. Bana zamanında izlediğim ve etkisinden kurtulamadığım “I, pet goat II” adlı çalışmayı hatırlattı. Yazılarınızın ve video çalışmalarınızın devamını bekliyoruz.

  2. Sutu Boğda dedi ki:

    Musa Bey, ellerinize sağlık. “Sutu Boğda “sitesinin yöneticisi olarak bütün yazarlarımız adına sizi tebrik etmek istiyorum. İyi düşünülmüş, iyi kurgulanmış ve ciddi anlamda emek verilmiş bir çalışma. Makalelerimizin sizler için bir şekilde ilham vesilesi olduğunu öğrenmek hem çok mutluluk veriyor hem de motive ediyor. Bizler de “Yeşil Güneş”in çalışmalarını ilk makalelerinden beri hem sıkı bir şekilde takip ediyoruz hem de istifade ediyoruz. Sizi ve “Yeşil Güneş”in bütün yazarlarını tekrardan tebrik ediyoruz ve yeni makalelerinizi heyecanla beklediğimizi bilmenizi istiyoruz. Sutu Boğda yolunda bir ömrü beraber değerlendirmek ümidiyle…

    • Musa Deliorman dedi ki:

      Çok teşekkür ederiz. Sutu boğda yazarlarının adına teşekkürleriniz şahsım için çok saygıdeğerdir. Yıllardır usanmadan okumalar yapıp edebi olarak bizlerle paylaşıyorsunuz. Bazı yazılarınız hiç bir kitapçılarda bulamayacağımız kadar ufuk açıcı ve kıymetli. İnşallah devamı gelir. Bu arada diğer yorum yazan, tebrik eden okurlarımıza da teşekkür ederiz. Özellikle “I, pet goat II” çalışmasını izlememiştim ve etkileyici ve teknik olarak ilham verici buldum. Teşekkürler.

  3. ismail dedi ki:

    Gönlünüze sağlık.
    Çok duygulandım ve heyecanlandım. Bir nevi diriltici şok etkisi yaptı.
    Yaptığınız hatırlatma ve verdiğiniz emek için teşekkürler.

  4. berk dedi ki:

    Peki acaba “Yeşil Güneş” olarak bir sosyal medya hesabınız var mı takip edebileceğimiz? Twitter gibi?

  5. berk dedi ki:

    MUHTEŞEM!

    İlhamları kanatlandırıcı…

    Tüylerimizi diken diken ettiniz.

    Bu tarz çalışmalara çok ihtiyaç var. Devamı gelmeli.

    • Musa Deliorman dedi ki:

      Çok teşekkür ettim Berk bey. Bence zaten herhangi bir iyilik-dostluk görüntüsü sizin gibi değerli okuyucuların tüylerini diken diken etmeye yetiyordur.
      Sutuboğda yazarları da bizlere aynı etkiyi vermekteler. Benim hayallerimden biride yazıları Sutu Boğda kitabı halinde okumak.
      Alakasız olacak ama yıllar önce gittiğim 30-40 bin kişilik bir taraftarın olduğu bir futbol maçına gittiğimde, tüm insanların ve iyilerin bir araya gelip bir koro haline şükürlerini ve zikirlerini aynı maçtaki gibi hep bir ağızdan söylemesini hayal etmiştim. Bu hayal de tüyleri uzun süre diken diken yapmıştı. Aynı şekilde iyilerin bu iyilik hareketlerinin de bu müziği aslında oluşturduğunu ve belki de duyamadığımız ama hakikaten oluştuğuna inanıyorum. Bu inancımı resmetmeye çalıştım. Eğer dilerseniz Yeşil Güneş olarak da hep birlikte hakikate daha benzeyen bir resim birlikte çizebiliriz. Benim bu inandığım zaman çizgisini daha gerçeğe yaklaştırabiliriz. Birlikte “Hatırlama” yapabiliriz bir başka video çalışması ile.

      Bu arada sosyal medya fikrinizde çok güzelmiş. Bende şahsım adına destek olmak isterim. Yazılarımızdan alıntılarla “Resimli Postlar” halinde paylaşabiliriz.

  6. Ömer Tahir Karahanlı dedi ki:

    Tebrikler Musa bey. Çok güzel bir çalışma olmuş. Tefekkürlerinizin devamını dilerim. İyi çalışmalar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir