Uzay-1
Şubat 18, 2024
Derin Zaman Deneyi
Mart 2, 2024
Hepsini Göster

Zaman Tespiti-1

Efsane-i Tolkien anlatısında zaman, yaratılış ile başlayıp, ağaçlar çağı, lambalar çağı ve sonrasında güneş çağı olarak devam eder. Bu zaman silsilesi de bir takvimcilik ve buna bağlı olarak tarihler ortaya çıkarmaktadır. Eserlerde belirli olayların tarihlerini verilmektedir. Frodo’nun Shire’dan ayrılışı, Ayrık Vadi’ye ulaşması gibi. Bu tarihler kendi içerisinde ilerleyen ve tarihi bir kronoloji içerisinde okuyucuya sunulmaktadır. Eserlerde kendi içerisinde tutarlı tarihler verilirken geriye /başlangıca doğru gidilirken takvimcilikte bir flulaşma da olmaktadır.

Bu noktada bizler de bu problemle karşı karşıyayız. O problemin bir veçhesi de şudur ki; mitlerin/tarih öncesinin tarihe bağlanması. Bu ikisinin bir silsile ile bağlanamamasının en büyük nedeni şimdilik eldeki veri yetersizliği. Eğer bu veriler bir şekilde çözülebilirse, efsaneleşen olayların tarihini tespit etmemiz mümkün. Tufan hadiseleri gibi olayların tarihini izleri sürerek bulabiliriz. Bu yaklaşım küçük ölçekli bir tarihçilik olarak ele alınabilir. Bu konuda diğer bir takvimcilik ise Hint öğretisindeki “çağlar”dır. Bu öğretide 4 çağ sayılır. En küçük ölçü birimi yuga(çağ) demektir. Bu yuganın öncesinde şafak sonrasında bir gün batımı yer almakta ve çağlar birbirine bağlanmaktadır. Tam bir devre, süreleri eşit olmayan 4 çağdan oluşmaktadır. Bu çağların en uzunu devrenin başında iken, en kısası da devrenin sonundadır. Bu dört çağın isimleri sırasıyla, Krita Yuga(1,728,000 dünya yılı), Tetra Yuga(1,296,000 dünya yılı), Dvapara Yuga(864,000 dünya yılı ) ve Kali Yuga(432,000)’dır. Bu çağlar uzunluklarının birbirlerine oranı 4:3:2:1 şeklindedir.  Bu noktada bahsettiğimiz zaman tespiti için bir takım teosofistler, M.Ö. 3012 yılını Kali Yuga’nın başlangıcı olarak kabul ediyorlar. Zaman tespiti çalışmasına Rene Guenon bir eleştiri getirmekte;

Tüm Tradisyonel veriler uzun süreden beri Kali Yuga’nın içinde bulunduğumuzu gösteriyor; hatta hiçbir yanlış yapmak kaygısına kapılmadan Kali Yuga’nın Puruna’lardaki tasvirleri bugünkü çağın karakterlerine en çarpıcı biçimde uygun evresinde, ileri bir evresinde bulunduğumuzu söyleyebiliriz; ancak, daha fazla belirleme ihtiyatsızlık olmaz mı? Ve dahası bu, sonuçta kaçınılmaz olarak tradisyonel öğretinin, çok ciddi nedenlerle karşısına bu denli çıkarmış olduğu şu kehanet türlerine yol açmaz mı?

Bu eleştiriye belirli açıdan katılırken belirli açıdan katılmıyoruz. Zira biz hangi çağdayız derken yine bir zaman tespiti yaparak cevap vermekteyiz. Değişimlere, gelişmelere bakarak Kali Yuga çağındayız diyebiliyoruz. Çağların tespiti için kısmi kullanımın gerekli olduğunu anlıyoruz. Bunun yanında, tam bir eşleşme durumunu ise Rene Guenon zararlı bulmaktadır. Buna sebep içinde bulunulan Kali Yuga (Kötü çağ) olması ve kehanetçiliğin önünün açılmasıdır. Özellikle her türlü sapmanın olduğu bu çağda bu endişe haksız bir endişe değildir ve özellikle bu tür bilgilerin halka arzı ve kötüye kullanıma yol açacağı aşikardır lakin ehillerin elinde bulunması bir açıdan faydalı olabilir. Buna sebep gelecekle ilgili kehanetçilik kötü gibi dursa da geçmişe dair, önemli tespitlere yol açabilir. Bu minvalde, tam bir eşleşme kullananların niyetine göre şekil almaktadır. Yoksa meseleyi flu bırakmak doğru bir yaklaşımdır.

Geçmişe ait dönemlerin tarihlerini tespit etme Efsane-i Tolkien için de önemli bir köşe taşı olacaktır. Kali Yuga’nın tarihlerini günümüz takvimine senkronizasyonu gibi bir çaba Efsane-i Tolkien’deki tarihler için de gösterilmiştir. Bu çalışma Mallorn Dergisi’nin 42. Sayısı’nda ele alınmıştır.

“Aylar ve Güneşler, 1942’deki dünyanın bu bölgesindeki hallerine göre hesaplandı aslında. Yani onların 7000, 8000 yıl önce nerede olabileceklerini çözecek kadar iyi bir matematikçi ya da gökbilimci değilim ama gerçek bir konfigürasyona karşılık geldikleri sürece bunun yeterince iyi olduğunu düşündüm.”

Bu alıntı makalede geçen Tolkien’e ait bir alıntıdır. Makaledeki alıntıları tam olarak yapmaktan ziyade sadece zaman tespiti ile ilgili olan tarihleri ele alacağız.

Birinci ele alacağımız tarih Teosofi doktrinine göre bir zamanların güçlü kıtası Atlantis’in sular altında kaldığı tarih M.Ö. 9564 yılıdır. Kali Yuga’nın başlangıcı ise M.Ö. 3012 dir. Bu ikisi arasındaki fark ise 6462 yıldır. Küçük bir tablo yaparsak;

               Atlantis Batışı ——————-> M.Ö. 9564

               Kali Yuga başlangıcı ————> M.Ö. 3102

                Aradaki yıl farkı ——————> 6462 yıl

Efsane-i Tolkien de ise kritik tarihler mevcut;

                 1.Çağ sonu   ———————-> Beleriand’ın batışı 

                 2. Çağ —————————–> 3441 yıl sürdü

                 3. Çağ —————————–> 3020 yıl sürdü

Belirand’ın batışı ile 4. Çağ arasındaki fark–> 6462 yıl

*Ayların farkından dolayı arada 1 yıl gibi bir fark gözükmekte.

Burada gözümüze çarpan Atlantis batışı ile Kali Yuga arasındaki süre farkı ile Beleriand’ın batışı ile 4. Çağ arasındaki süre farkının eşit olmasıdır. Bu dikkate alınacak bir bilgi olarak önümüze çıkmakta.  Bu iki bilgiyi birleştiren yazar şu sonuca varmakta ve zaman konfigürasyonu için şunu söylemekte;

                    2.Çağ başlangıcı ——> M.Ö 9563

                    3.Çağ başlangıcı ——> M.Ö. 6122

                    4.Çağ başlangıcı ——> M.Ö 3102

Bu tarihlerin belirlenmesinde Teosofik öğretinin verileri merkeze oturulmuş ve çıkarımlar, eşleştirmeler bu bilgiye dayalı olarak yapılmıştır. Bu noktada Atlantis’in batışı ile Kali Yuga’nın başlangıcı arasındaki 6462 yıllık fark ile Beleriand’ın batışı ile Barad’dur’un yıkılışı ve 4. Çağın başlangıcı arasındaki zaman farkı da 6462 yıldır. Yazarın yorumu, Teosofistlerin Dünyanın değişimi ile Atlantis’in birbirine karıştırıldığıdır. Zira Atlantis’e Numenor benzemektedir Efsane-i Tolkien’de. Bu ayrı bir tartışma konusu olacağıdan, biz konumuza devam edecek olursak Tolkien;

“20. Yy’nın başlangıcı ile 3. Çağın sonu arasında 6000 sene var ve eğer 4. Çağ ile 5. Çağ aynen 2. Çağ ve 3. Çağ arasındaki uzunluk açısından benzeşiyorsa, 5. Çağın bitiş senesi 1958 olabilir.” Ayrıca Tolkien çağların hızlanmaya başladığını düşündüğünü ve buna göre 6. Çağın sonlarında olduğumuzu ve 7. Çağa doğru ilerlediğimizi belirtmiştir.

Sonuca gelecek olursak, bu türden matematiksel sonuçlara temkinli yaklaşmak her zaman faydalı olacaktır. Bu tür matematiksel yaklaşımlardaki hesap hataları, bizleri yanıltabilecektir. Her ne kadar bu rakamlar, tam tarih olmasa da ki olabilir de, bize yaklaşık bir şeyler söyler. Bu açıdan tamamen faydasız değillerdir. Şimdi makaledeki tarihleri görme adına bir şema çıkartacağız.

 

Makalede ortaya çıkan kronolojiden bu şekilde bir tablo elde etmekteyiz. Bu tablodaki veriler Teosofik bilgilerin merkezinde şekillenmiştir. Teosofik öğretilerde de hakikat kırıntıları veyahut çarpıtmaları bulunmaktadır. Bu sebeple elimizdeki bazı verilere dayanarak tekrardan bir tablo hazırlama niyetindeyiz. Bu niyetimizdeki ilk ve biraz da net olan veri Tolkien’in 3. Çağın sonu ile 20 yy arasında 6000 sene olduğu beyanıdır. Bu beyanı esas aldığımızda, 3. Çağın sonu M.Ö. 4000 ile 4100’li yıllar olmalı. Halbuki makalede 3. Çağın sonu için önerilen tarih M.Ö. 3102 dir. Bu bilgi ve bir ek bilgi ile tabloyu yeniden tarihlendireceğiz.

Tabloyu 4 numaralı tarihi esas alarak yeniden düzenledik. Buna ek olarak da 3. Çağdaki bir olayın tarihini de tabloya ekledik(4 numaralı tarih). Yalnız neden bu tarihleri seçtiğimize gelince, bir ek bilgiden bahsetmiştik. O bilgi ise;

“2009 yılının Eylül ayının ilk günlerinde ilhama mazhariyeti neredeyse ismi olacak kadar onunla bütünleşmiş bir kutlu,- mealen- şunu ifade etmişti. İsterseniz bu Arif’e bundan sonra İlhami Efendi diyelim.”

“Gandalf, Hz Hızır’ın(as) 8000 sene önceki adıdır.

Tabloda 3. Çağda ikinci bir tarih daha ekledik ve bu tarihi (4 numaralı tarih) M.Ö. 5991 yılı olarak gözükmekte. Bu rakamı 2009-8000 işlemi sonucu elde edip, elde edilen rakama göre diğer tarihleri şekillendirdik. Peki hangi olaydan dolayı bu bilgiyi(4 numaralı tarih olan M.Ö. 5991 yılını) merkeze koydunuz sorusu yöneltilecek olursa cevabımız;

“3. Çağın 1000. Yılında İstariler Orta Dünya’ya ayak basmışlardır.”

Bu sebeple İlhami Efendi’nin “8000 yıl önce” beyanı, İstarilerin Orta Dünya’ya geldikleri tarihe işaret ediyor olabilir mi?

 

 

4 Comments

  1. berk dedi ki:

    Tebrik ederim çok güzel bir keşifte bulunmuşunuz. Hakikaten 8000 yıl çıkıyor mu? Hesabım zayıftır da; emin olmak istedim.

    İlginizi çekebilecek bir meseleye de değinmek istiyorum:

    Gri Gandalf, Zirakzigil Zirvesinde Balrog ile ölümüne bir çarpışma yaşadı. Balrog öldü ve Gri Gandalf ölüme benzer bir deneyim yaşadı. Zaman üstü gibi bir yere götürüldü ve oradan değişmiş, Ak Gandalf olarak geri döndü. Acaba bulundukları zamanın dışına çıkmasa idi, Efsane-i Tolkien’i anlatacak biri hala olur muydu? Yani tamamen silinmiş bir dönemin, tamamen kayıp bir hale geçmesine, o muvakkat farklı bir boyuta geçiş mani olmuş olabilir mi? Tıpkı, Thanos’un kainat çapındaki korkunç katliam ve silişinin, o an bir başka sebepten dolayı kuantum ölçeğinde (bilindik zamanın dışına çıkma yine) bulunan Ant-Man’in geri dönüşü sonrasında telafi edilip tamamen ayrı bir zaman çizelgesi/kader çizgisi oluşturulması gibi… https://www.youtube.com/watch?v=sEWoAl-Sw7w İyi çalışmalar

    • Ömer Tahir Karahanlı dedi ki:

      Berk Bey
      Yazıda biraz anlam karmaşasına sebebiyet vermişim. Tolkien 20. Yüzyıl başlangıcı ile 3. Çağın bitişi arasında 6000 sene var diyor. Bu tarihte baz alırsak 3. Çağın bitişi MÖ 4100 olur lakin biz makaledeki tabloyu 2009 yılı-8000 yıl beyanına göre düzenledik ve bu sebeple 3. Çağ bitişi MÖ 3971 sonucuna ulaştık. Neden bu tarihleri seçtiğimize gelince bunu küçük, belki ķısa sayılabilecek bir yazıyla anlatsam daha uygun olur kanaatindeyim.Tablolar vb gibi eklentileri yorum kısmına ekleyemedigimizden dolayı. İlginiz için teşekkürler. İkinci degerlendirmenizi de ayrıca düşünme gayreti göstereceğim. Saglıcakla kalın

    • Ömer Tahir Karahanlı dedi ki:

      Kıymetli okurumuz Berk bey ve değerli okurlarımızın dikkatine;
      Yazımızda yaptığımız tarih hatalarını tekrardan düzenledik ve tarih çizelgimizi güncelledik. Bu hastamızdan dolayı okurlarımızın affına sığınıyor ve hayırlı günler diliyoruz

  2. Ömer Tahir Karahanlı dedi ki:

    Merak eden okurlarımız için Mallorn dergisinin 42. Sayısı aşağıdaki linktedir. Bahsi geçen makale ise “The chronology of Middle-earth” isimli makaledir.

    https://journals.tolkiensociety.org/mallorn/issue/view/43

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir