Ağaç ve Söz
Temmuz 14, 2017
Eşref-i Mahlukat
Ağustos 7, 2017
Hepsini Göster

AĞAÇ ÜZERİNE 1

Ağaçları tefekkür etmeye başladığımdan beri hayatı, olayları, ilişkileri ağaç üzerinden yorumlamaya başladım. İnsanı anlamak için ağacı anlamanın gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Kendi hayat yolculuğumda ki tefekkürlerimi de bu yazı dizisi ile paylaşmayı planlıyorum. Bu makalenin konusu ise çekirdek-ağaç- meyve ilişkisi üzerine olacak inşallah.

Bir düşüncem var.Doğruluğunun tasdiğini alamadığım bir fikir olduğu için yazarken biraz çekiniyorum. Şöyle ki; insanın iç aleminin suretinin ağaç şeklinde olduğuna inanıyorum. İnsan türünün ise ahirette iki farklı ağacın meyvesi olarak son bulacağını düşünüyorum. Önceki makalelerde de değindiğim gibi bu ağaçlar zakkum ve tûba ağacı.Kuran-kerim ise bu ağaçlar hakkında ne diyor ona bakalım;

“Şimdi iyi düşünün!” buyurur Yüce Allah, “Sonuç olarak böylesi bir mutluluk mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir dert ve azap yaptık. O öyle bir ağaçtır ki cehennemin ta dibinden çıkar. Meyveleri, sanki şeytanların başları!” SAFFAT 62-65

 Onlar ki iman etmişlerdir ve salih ameller işlemektedirler, ne hoş, tubâ onların, istikbal güzelliği onların! RAD 29

Cehennemi zakkum ağacı ile cennet ise tûba ağacı ile ilişkilendiriyor. Peki bu ağaçlar ile bizim tam olarak nasıl bir bağımız var? Hadiste belirtildiği üzere yaratılan her insan İslam fıtratı üzerine yaratılıyor. Yani ana, temel hali ile tûba ağacının kodları girilmiş bir çekirdeğe sahibiz, ismi ”KALP”. Yetişilen çevre, dış etkenler ve ergenlik çağına gelindiği zaman iradenin aktif hale gelmesi ile birlikte insan bu çekirdeğin kodlarına müdahalede bulunmaya başlıyor. Müdahale sonucu olarak da bu iki ağaçtan biri meyve veriyor. İnsan türü açısından ise bu ağaçlar ilk meyvelerini Hâbil ve Kâbil olayı ile veriyor.(MAİDE 27-31) .

Bu vakıadan sonra ehl-i dalalet ve küfür zakkum ağacını, ehl-i hâk ise ise tûba ağacını yetiştirmek sureti ile mücadele etmeye başlıyor. Büyük resimde bu mücadelenin sonu belli ”Allah (cc) nurunu tamamlayacaktır” (SAFF-8) ama belli olmayan kendi sonumuz.

Doğru kodlar verilmiş bir çekirdeğe (KALP) sahibiz dedim. İnsanın görevi bu çekirdeği korumanın yanında birde bu çekirdeğin meyve verebilmesi için onu uygun ortama ekmek, sulamak ve yetiştirmek. Dünya ahiretin tarlası hükmünde. İnsan ise ekip büyütmekle sorumlu. Ne güzel söylemiş Yunus;

Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciye,
Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi.

Bu ekme eyleme sırasında ise insan yalnız değil. Her işe burnunu sokan şeytan aleyhillane, nefsi kullanarak müdahalelerde bulunuyor. Zaaflarımız sonucu işlediğimiz günahlar kalb çekirdeğimize zakkum kodlarının yazılmasına sebep oluyor. Çekirdek-ağaç-meyve ilişkisi demiştik makalenin başında, bu zakkum kodlarının/tohumlarının nasıl bir tehlikesi var şimdi onu inceleyelim.

En büyük günah, sahibinin küçük gördüğüdür. Hz. Ali

 Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. Said Nursi

Yukarıdaki cümleler ilk bakışta sindirilmesi kolay olmayan cümleler. Nasıl yani, insan küçük bir günah işlemekle küfre düşebilir mi? yolda yürürken gözümüz harama kaysa çok büyük bir günah mı işlemiş olacağız? gibi sorular zihinlerimize gelmiş olabilir. İlahi prensiplerden olduğuna inandığım çekirdek-ağaç-meyve döngüsü bu cümleleri anlamamıza yardımcı olacak şöyle ki;  Kalbe ekilen zakkum tohumu günahın devamlı tekrarlanması ile birlikte beslenir, gelişir ve her tohum gibi filiz verir eğer bu filizler tövbe ve istiğfar ile kökünden kesilmez ise ağaç olup meyve vermesi söz konusu.Meyvesini verdiğinde ise hafizanAllah insan küfre düşme tehlikesi ile baş başa kalabilir.Misal harama atılan nazarlar bir gün gömleğinizin önden çekileceği (Yusuf as’ı tenzih ederim.) bir imtihanı meyve verebilir. İşlediğimiz küçük günahlardan dolayı başımıza ağır bir imtihanın açılmasına sebep oluruz.Gençliğinde tarihe geçmek gibi bir zaafı olduğunu sonradan öğrendiğim bir idareci bu zaafı ile ağır bir imtihan oldu ve nihayetinde çok zalim bir lider olarak tarihe geçti. Kalbindeki bu zakkum tohumları onun sonu oldu.

agac_uzerine_1_r

Bir mümin için ise en büyük gaye Allah’a dost olmaktır.Ama aşk sadakat ister. Kudsi hadis-i şerifi hatırlayalım;

“Semavat ve yere sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım.” 

Zakkum ağacının kodları/tohumları, fidanları, meyveleri bulunan bir kalbe Allah misafir olur mu? Önce bizi bu kodlarla/tohumlarla imtihan ederek sadakatimizi ölçmez mi? İnsanın iradesinin sorumluluğu gereği bu temizlikten mesul değil midir? Günah işlemeyen insan yok şüphesiz. Yolculuğumuz uzun ve bu yolculukta  sadakat testlerine belli aralıklarla maruz kalacağız.

Bu yol uzundur menzili çoktur,
Geçidi yoktur derin sular var.
Yunus Emre

Kalbimizdeki zakkum tohumlarının nedeni ise nefsimizin zaafları.Bu uzun yolda selim bir kalbe ulaşana kadar zaaflarımız ile imtihan olacağız. Allah’a ulaşmanın, O’nu kalbimizde misafir etme şerefine nail olmanın ilk şartı bu zakkum kodlarını/tohumlarını temizlemek. Bu temizlik aynı zamanda nefsimizle de yüzleşmek demek ve bu gerçekten çok ağır. Zaten insan oğlunun en büyük dramı da bu kendinden kaçma çabasıdır. Zaaflarını kabul etmek, kendinle yüzleşebilmek ise babayiğitlerin işi. Çok yaralar alacağız, bazıları devamlı kanayacak, belki de yaşamak istemeyeceğiz.Kendimizden soğuyacak, hatta belki de ürkeceğiz. Hayattan zevk alamaz hale geleceğiz ve hatta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Ne demişti Bay Frodo;

”Aslında geriye dönüş diye bir şey yok.  Shire’a varsam bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; çünkü ben aynı ben olmayacağım. Bir bıçak, zehirli bir iğne, bir diş ve uzun bir yükle yaralandım ben. Huzuru nerede bulacağım?”

Hikayenin devamını bilenler Bay Frodo’nun nasıl huzura kavuştuğunu da bilirler. Çünkü ”nefisini bilen, Rabb’ini bilir.”  Nefsi ile yüzleşen, zaaflarını bilen ve ona göre tedbirli yaşayan insan inşallah Rabb’i ile de tanışmış, Rabb’ini bulmuş olacak. Belki eski hayatından bir çok şeyi kaybedecek fakat O’nu bulan neyi  kaybeder?, O’nu kaybeden ise neyi kazanır?

Bu uzun yolculuğumuzda Allah yâr ve yardımcımız olsun.Amin.

2 Comments

  1. berk dedi ki:

    Böyle bir kitap çıkacakmış. İçeriğini bilmiyorum. Paylaşmak istedim.
    https://www.kitapyurdu.com/kitap/agaclar/486099.html

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir