Yıldız ve Gezegen – 1
Haziran 8, 2019
Gelecek Rüyaları-1
Haziran 17, 2019
Hepsini Göster

Yıldız ve Gezegen – 2

Bir önceki yazımızı yakın semanın kevkeblerle süslendirildiğinden bahisle bitirmiştik. Kevkebleri gezegenleri şöylede anlayabiliriz, konaklar. Yani yakın semada canlılar için konaklar var ettik gibi. Buna örnek verecek olursak şuan gündemimizde olan Mars konağına insanlığın gitmek istemesi gibi. Bu istek karşısında Rabb’imiz bir ayette şöyle buyuruyor.

“Allah geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da onun emriyle hizmetinizdedirler. Aklını kullanan bir topluluk için bunda kesin belgeler(ayetler) vardır.”

Nahl Suresi- 12. Ayet

Bu ayette bir hedef gösteriliyor; yıldızlar insana musahhar kılınmıştır deniyor. İlk yazıdaki gezegen tanımında olduğu gibi gezegen yıldız etrafında belirli yörünge izleyen gök cismine denir. Buradan yıldızın insana musahhar kılınması ile şunu anlayabiliriz. Yıldız ile o yıldızın sistemindeki gezegenler insana hizmet eder. İnsanlığın başka yıldız sistemlerine de göç edeceğinden haber veriliyor ve bu şuna bağlanıyor “aklını kullanan kavme” yani bilimini, teknolojisini geliştirebilen kavme. Aklını çalıştıran kavim başka bir yıldız sistemine göç edip orada bir yaşam başlattığında ayetin bir manası daha ortaya çıkmış olacak Allah’ın izni inayeti ile. Ayetleri yorumlarken bazen bugünün bilgisine hapsolarak yorum yapabiliyoruz. Yukarıdaki başka yıldız sistemine göç örneğindeki gibi yıldızların musahhar kılınması bugünkü teknoloji ile pek mümkün gözükmüyor lakin ilerleyen zamanlarda Kardeşev ölçeğindeki gibi bir ölçekte insanlığın bunu yapabileceğini düşünmek normalleşiyor. Bu düşünce tarzı ile “yıldızlarla yollarını doğrulturlar” ayetini bugün gece yolu ve yönü bulmak için kullanıyoruz ve ayetin bu yorumu doğrudur. Yarın teknoloji geliştiğinde yıldızlar deyim yerindeyse uzay gemileri için birer tabela vaziyeti almayacaklar mıdır? Bunları şu sebeple söylüyoruz; ayetlerin bazı manalarını biz zamanla görüyoruz ve göreceğiz. Mevcut bilim ve teknoloji ile mümkün olmayacak gibi görünen olaylar için mülahaza dairesini geniş tutmakta fayda var. Yazımıza kevkeb üzerinden devam edecek olursak;

“Gezegenler dağılıp döküldüğü zaman”

İnfitar Suresi – 2. Ayet

İnfitar Suresindeki bu ayette gezegenlerin kıyamet vaktinde yörüngelerinden çıkıp dağılacağı söyleniyor ve devamındaki ayetlerde denizlerden ve dağların kıyamet vaktindeki hallerinden bahsediliyor. Burada yıldız yerine gezegen çevirisi geldiğinde diğer 2. ayetin devamındaki ayetlerdeki deniz ve dağların durumunun bağlantısı biraz daha anlaşılır oluyor. Yıldızlarda dağ olsa bile deniz yok itirazının önü alınmış olur gezegen çevirisi ile. Surenin ilk ayetinde gök yarıldığı zaman ifadesi geçiyor. Burada dikkatimizi çeken bir nokta ise -Allahu alem- kıyamet ayetlerinde gök kelimesi hep tekil geçmekte. Şu söylenebilir mi emin değilim; “Kıyamet yakın semada kopacak.”. Bu konudaki düşüncelerimizi demlenmesi için bir kenara bırakarak kevkeb kelimesinin geçtiği ve inceleyeceğimiz son ayete bakalım. Yazı dizisini yazmamıza sebep olan Yusuf Suresi’nin 4. ayetidir. Bu sebebi ileride açacağız inşallah.

“Hani Yusuf babasına: ‘Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) onbir yıldız, güneşi ve ayı gördüm; bana secde etmektelerken gördüm’ demişti.”

Yusuf Suresi- 4. Ayet

Yusuf(as)’ın peygamberliğinin bir nişanesi olan bu ayette işaret edilen bir gök bilgisi mevcut. Yusuf(as) Güneş ve Ay ile birlikte 11 gezegenin kendisine secde ettiğini görmüştür rüyasında. Güneş sistemi ve 11 gezegen. Bu 11 gezegeninin yorumları kardeşleridir şeklindedir. Bununla birlikte Yusuf(as) ile birlikte toplam 12 gezegenin varlığından bahsediliyor. Bu konuda ise bugün bildiğimiz 9 gezegen var(Plüton’un durumu gezegen sayılıp sayılmaması yazımız konusu olmadığından 9 rakamını kullanmayı uygun gördük zira cüce gezegen bile sayılsa nihayetinde gezegen olmadığı görüşü bulunmamakta.). Bildiğimiz 9 gezgenin dışında ayette işaret edilen sayıyı dikkate alırsak bugün hala keşfedilmeyi bekleyen gezegenlerin olduğuna bir işaret taşımaktadır bu ayet. Bu ayet bugün kabul edilmese dahi şöyle anlamakta bir beis yoktur; araştırmaya devam edin eksik gezegenleri de bulacaksınız. Burada aklını kullanan kavme bir teşvik, bir araştırma sahası sunuluyor. Bu gezegenlerin varlığını bugünkü bilgiler ışığında reddetmenin abes olacağı düşüncesindeyim çünkü Neptün ve Uranüs henüz 19. yüzyılda keşfedilmiştir. Bu açıdan kalan gezegenler araştırılmayı ve keşfedilmeyi beklemektedir. Bu 12 gezegen bilgisine birçok alimde katılmaktadır. Bu konuda Bediüzzaman Said Nursi Risale-i Nur’da sık sık “ve oniki seyyareden”,”Güneş ile muhtelif oniki seyyare” gibi tabirlerle bu görüşe katıldığını beyan etmiştir.

Bahsettiğimiz 12 gezegen bilgisi bir zamanlar bilinmekteydi lakin zamanla unutulup gitmişe benziyor. Yüce kitabımız Kur-an’ı Kerim bizlere Yusuf(as) kıssası üzerinden bu unutulan bilgiyi tekrardan hatılatmakta. Bu 12 gezegen bilgisi ilk yazıda gök bilgisi yüksek diye bahsettiğimiz kavim, Sümerliler tarafından biliniyordu ve tabletlere işlenmişti. Görünen o ki zaman içerisinde unutulan bir bilgiye dönüşmüş.

Berlinde bir müzede bulunan bu tablette Güneş sisteminde toplam 12 gezegen gözükmekte. Sümerlilerin bu gezegen bilgisine nasıl ulaştıkları ise şimdilik bizler için bir muamma. Bununla birlikte bizim de bu 12 gezegeni bulmaya çalışma gibi bir hedefimiz olmalı.

2 Comments

  1. Emir Alaçam dedi ki:

    Enfes bir yazı olmuş.
    2003 yılında bildiğim kadarıyla 10. gezegen keşfedildi. Hatta NASA gezegenin adını Sedna diye isimlendirdi. Geriye kaldı iki gezegen ?.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir