Esma mertebesinde Allah’ın kendisini tanıtması vardır. Burada sayılamayacak kadar çok isim ile Zat’ına davet vardır. Bu seviye eşyaya kaynaklık eden bir seviyedir. Tecellinin Hakk bakımından prensibi ilahi isimlerdir.
“ Her isim hem Zat’a ve hem de İsmi olduğu ve İsmi’nin özellikle zorunlu kıldığı özel anlama delalet eder. Şu halde her bir isim Zat’a delalet ettiği sürece bütün İsimleri ihtiva eder fakat kendine has olan manaya delalet ettiği sürece de mesela Rabb, Halik, Musavvir gibi ve bundan başka bütün diğer İlahi İsimler’den farklıdır. Kısacası İsim, Zat yönünden müsemması ile aynı fakat kendi hususi manası ise müsemmasından farklıdır.
Böylelikle İlahi İsimlerin en belirgin vasıflarının bunların çifte bünyeye malik, yani her birinin iki manayı haiz olmaları olduğunu görmekteyiz. Her İsim, bir yandan, Tek Olan Zat’a delalet ve işaret etmekte ve diğer yandan da başka herhangi bir İsim ile paylaşmadığı bir manaya delalet etmektedir.
İlk görüşe göre hepsinin de aynı Zat’a delalet etmelerinden dolayı her İsim diğer İsimler ile birlikte aynı bir şeydir. Bu bakımdan Zahir ve Batın, Evvel ve Ahir gibi birbirlerine zıt görünen İsimler dahi birbirleriyle özdeşleştir.
İkinci görüşe göre ise, tersine her isim kendisine has özel bir anlama haiz bağımsız bir şeydir. Diğerlerinden kesin olarak ayrıdır. Bu itibarla Zahir Batın’ın aynısı değildir. Aynı şekilde Evvel ile Ahir arasında da ne büyük bir uzaklık bulunur.”
İbn Arabi’nin Fusus’undaki Anahtar Kavramlar
Bu alıntıdaki ilk görüşteki “ hepsi aynı Zat’a delalet etmeleri ile ilgili Taoizm’deki zıtların birliğine bakılabilir. Bu bakış isimleri aşmaktır. Taoizim’e göre belirlenim kazanmamışa ulaşmaktır. Ahadiyyet’e meyleden kimse ise Hakk’ın yanında olur. Bu yol, Zat ile bir olmanın yoludur. Diğer türlü kesrete saplanıp kalan kimse alem ile İlahi isimler ve alemin isimleri ile uğraşırlar. Taoizm deyimi ile belirlenim kazanmışlar ile oyalanırlar. Bu ikinci şık ise İsimlerde kalmaya işaret eder. İkinci biliş, nisbi bir bilmedir.
“Alemden gani olmak ile İlahi İsimlerden gani olmak ayrı şeylerdir. İsimler Hakk’ın mahlukata destek olduğu bağıntılarıdır. Bunların varlığı mahlukat sebebiyle ve onların menfaati gereğidir. Zat’ın kendisi ise bu gibi bağıntılar olmadığı takdirde baki olmayacak bir şey değildir. İsimlere muhtaç olan Hakk değil, mahluk olan alemdir.”
İbn Arabi’nin Fusus’undaki Anahtar Kavramlar
Zat’ın isimlerden farklı olduğuna vurgu yapılıyor. Zat ve İsimler arasındaki farkı anlamak için bir A kümesini ele alalım. A kümesi elemanlardan meydana gelir ve bu elemanların bir araya gelişi ile bir A sınıfı oluşur. Bu A sınıfının/kümesinin elemanların bir araya gelmesiyle bir de şahs-ı manevisi ortaya çıkar. Burada A kümesini Ahmet, Mehmet gibi bir topluluk gibi de düşünebiliriz. Bu şahsı manevi Ahmet, Mehmet ve Ayşe’den farklı bir olgudur lakin aynı zamanda da bu şahsı manevi bağlı bir varlıktır, sonradan ortaya çıkar, elemanların bir araya gelmesiyle. Zat ise bütün bunlardan bağımsız, her şeyin O’na bağlı olarak ortaya çıktığı, bizzat var olandır. Her şey O’na bağlı olarak ortaya çıkar ki O sonsuzdur. Halbuki A kümesi özelinde (A kümesini sayı doğrusunun elemanları olarak kabul edelim), eleman sayısı ne kadar çok olursa olsun sonsuz değildir. Zira sonsuz bir koleksiyon değildir. Parçaların bir araya gelerek oluşturduğu bir şey değildir. A kümesi ise bir koleksiyondur. Şahs-ı manevi bağımlı olan, sonradan ortaya çıkandır. A kümesinin elemanlarını İlahi isimler gibi düşünürsek, A kümesini de bütün isimlerin toplamı yapar ki Zat mertebesi bunun da ötesindedir. Zat bizatihi bağımsız olandır. Panteizmdeki yanlış düşünce de buradan kaynaklanmaktadır. Evrendeki her şeyin tamamının Tanrı olduğuna inanılır. Parçaların toplamını Tanrı zannetme yanlışı. Gerçi bir yandan Esma tecellilerdir Alem lakin konumuz bu olmadığından devam ediyoruz.
İlahi İsimlere tekrardan dönecek olursak, Esmalar O değildir. Zata giden bir yoldur fakat bilinen hiçbir şey, O değildir. Bildirdiği İsimler asıl ismi değildir. O’nun bildirdiği hiçbir İsim, O’nu tam bildirmez, vasfını bildirir. Hiçbir İsim O değildir, buna Allah ismi de dahil. Besmele’de de buna işaret vardır.
Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Burada gizli bir isim mevcut. “Allah’ın adıyla” peki Allah’ın adı nedir?