“Canlı demir atomuyla cansız demir atomu arasında ne fark vardır?”
Son yazımızı bu şekilde bitirmiştik. Soruyu biraz açma adına şöyle devam edebiliriz. Hep söylenir insan atomlardan meydana gelir diye. Örnek açısından önünde duran çayın bardağının içindeki demir atomu cansız bir şekilde çayın içerisinde durmakta ve çaydan bir yudum alındığında demir atomu vücuda giriyor ve artık canlı bir organizma içerisinde yer alıyor. Yazı dizimizde esirden canlılara kadar maddesel bir yol izledik ama canlılığı sağlayan nedir? Verdiğimiz çay örneğindeki gibi yapısal bir değişikliğe uğramamasına rağmen insanı oluşturan atomlara bir yenisi ekleniyor. Peki canlılığı sağlayan şey nedir bu atomlara? Her ne kadar canlılık hücrede başlar denirse de nihayetinde hücre de atomlardan meydana gelmektedir. Bunun yanında bütün maddeler/atomlar tam kararında bir araya da gelse bir canlılık gösteremiyor. Bu noktada canlılıkla ilgili cevabımız maddeüstü bir varlık olan ruhtur. Ruh ile canlılık sağlanır. Ruh maddeye bağlı değil aksine madde ruha bağlıdır ki bir araya gelen maddeler bir canlılık gösterebiliyor.
Burada şunu söyleyebiliriz ki evet madde gerekli lakin canlılık için ruhun gerekli olduğudur. Aslında bilimsel olarak canlılığın net bir tanımı yoktur. Farklı farklı tanımlar olsa da tam bir netlik içermez bu tanımlar. Canlılık konusuna değinildiğinde aklımıza iki ayet gelmekte.
“Allah her canlıyı sudan yarattı. Kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür kimi dört ayak üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah herşeye kadirdir.”
Nur Suresi – 45. Ayet
Tefsirlerde genel olarak hayvanların kastedildiği söyleniyor ki ayette her canlıyı ifadesi “dabbe” kelimesi ile karşılanmıştır. Dabbe hayvanlar için kullanılsa da kelime anlamı itibariyle hareket eden manasında da gelmektedir. Planktondan balinaya, virüslere(bilimsel olarak canlı ile cansız arasında durur) ve dahi bitkileri bu sınıfa dahil edebiliriz.
“O inkar edenler görmüyorlar mı ki göklerle yer bitişik idi Biz onları ayırdık; her canlıyı sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?”
Enbiya Suresi – 30. Ayet
Enbiya Suresi’nde de her canlıyı sudan yaratttık ifadesi geçiyor. Nur Suresi ayetindeki gibi ama aralarında fark var. Enbiya suresindeki ayette canlı ifadesi dabbe kelimesi ile değil “hayyin” kelimesi kulanılmıştır. Hayyin kelimesi hayat/yaşam sahibi anlamına gelmektedir.
Bahsettiğimiz şekilde hayvanlarda hayat sahibi olsalarda buradaki başka bir mana imtihana tabii şeklinde de anlaşılabilir.
“Cinleri de daha önce dumansız ateşten yarattık.”
Hicr Suresi – 27. Ayet
Nur Suresi’ndeki ayette her hareket edeni sudan yarattık denilirken cinlerin ise ateşten yaratıldığından bahsediliyor. Bu farklılığın anlaşılması adına daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz “Arşı su üstündeydi” ayetini hatırlamakta fayda var. Buradaki suyu esir maddesi ile tefsir etmiştik. Esir ve sonrasında sicim teorisi görünen alemin yapıtaşıdır.
Yani Nur Suresi’ndeki ayette kastedilen su kelimesinin de esir maddesi olduğunu düşünmekte bir beis yoktur ki ateş , toprak, havada nihayetinde sicimlerden meydana gelmektedir. Yine Nur Suresi 45. Ayet’te yaratma için “halak” kelimesi geçmekte. Bu noktadan hareketle bütün dabbelerin kaynağı sudur/esirdir şeklinde bir anlam çıkartabiliriz. Ayrıca gök cisimleride bu manada dabbeye dahil edilebilir. Bu perspektifle Enbiya Suresi 30. ayette “cealna” geçmekte yaratma için. Cealna kılmak anlamındadır. Bakara 30. Ayet’te de yeryüzüne bir halife yaratacağım kelimesi de cealna ile karşılanmıştır. Enbiya Suresi 30. Ayet’te hayyin hayat sahipleri ile ayrı bir vurgu var. Buradaki kastedilen su 4 unsurdaki su olabilir.
Canlılık kavramına değinmemizin sebebi madde dışı varlık olan ruha değinmekti lakin konu esirle ilgili olduğundan biraz uzattık. Zira her şeyin teorisini aramaktayız. Ruh gibi madde dışı bir şeyde nurdur. Nurda ruh gibi maddeyle temasta bulunur. Yine nuru da ruh gibi maddenin safhalarında ararsak bulamayacağız. İnsanla ilişkisi bakımından cesed-i necm-i nurani gibi bir nurani yıldızsal bedeni vardır insanın.
Yazı dizimizin başından bu yana her şeyin teorisinin ne olduğunu arıyorduk. Şimdiye kadar ele aldığımız konuların hepsinin bir kaynağı vardır. İlk yaratılan alemlere rahmet Hz Muhammed(sav)’ın ruhu idi.(Nur-u Muhammediye). Nur-u Muhammediye yaratılmadan evvel hiçbir yaratılmışlık yoktu. Daha sonra Yaradan Nur-u Muhammediye’den yokluk alemini yarattı. İşte o yokluk aleminden yani yokluktan da her şeyi yarattı.
Baştan bu yana aradığımız Her şeyin Teorisi yani yapı taşı Nur-u Muhammediyedir. Diğer bütün yaratılmışlar bu nurdan meydana gelmiştir. Elbette Nur-u Muhammediye’yi de yaratan tek kaynak Allah’tır.