Sicim Teorisi – 4
Kasım 16, 2018
Axis Mundi – 1
Aralık 19, 2018
Hepsini Göster

GÖKLER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER-2

Öncelikle yazılarıma verdiğim uzun aradan dolayı sizlerden özür dilemek istiyorum.

Ufolar veya dillere pelesenk olmuş hali ile “uzaylılar” dünya dışı yaşama dair günümüz dünyasında zihinlere çokça işlenen kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Dünya dışı yaşama ilişkin uzayın derinliklerinde su formlarının bulunması, çeşitli mikroorganizmalara rastlanması gibi yaşam formlarına ilişkin açıklamalar bulunsa da bilimin evrensel olarak kabul ettiği dünya dışı zeki yaşam formları bulunmamaktadır.

Dünya dışı zeki varlıklar olarak ele alacağımız husus yerleşik bilimsel paradigmanın dışında ele alınmaktadır. Bunda dünyanın önde gelen devletlerinin veya bazı insanların başını çektiği dünyadışı zeki yaşam formlarına dair sistematik örtbas sisteminin etkisi olduğu unutulmamalıdır.

Sistematik örtbas sisteminin arkasında dünya dışı yaşama dair olgular genel geçer olarak kabul edildiğinde günümüz bilimsel, ekonomik ve daha başkaca anlayışların arkasında yer alan yerleşik paradigmanın çökeceği korkusu yer almaktadır.

Örtbas sisteminin etkili aracı şüphesiz medya üzerinden yürütülmektedir. Medya, özellikle basına yansıyan UFO olaylarını hafife alma eğiliminde olup yayılan bulguları kitlelere anomaliler şeklinde yansıtmaktadır. Böylelikle statüko korunacak ve insanlığın belki de yakın gelecekte yaşayacağı dönüşümü kendi elleriyle engellemiş olacaklardır.

Örtbas sistemini yürütenlerin şüphesiz insan doğasını bildikleri bir gerçekliktir. İnsan, yapısal olarak kendi dengesini bozabilecek olaylardan kaçınmaktadır. Bunun yolu hakikati alaya almak veya bütünüyle redde kadar gitmektedir. Günaha giren insan ilk başlarda ondan rahatsızlık duyar ancak günahı sürekli tekrarlayan hale geldiğinde vicdanı rahatlatmak olarak onu günah saymamaya baslar. Dolayısı ile konfor alanı da bozulmamış olur.

Örtbas politikası sürdürülse dahi insanlığın dünya dışı yaşam formlarına olan ilgisi her geçen gün artmaktadır. Günümüzde, örtbas sisteminin yerini yavaş yavaş kademeli ifşa sisteminin aldığı görülmektedir. Kademeli ifşa sistemi içinde medya, sinema, sanat, siyaset gibi topluma direkt olarak etkisi olan isimler bulunmaktadır. Özellikle film endüstrisi bunun önemli bir parçasını oluşturmaktadır. 2016 yılında vizyona giren “Arrivals” filmi zihinleri hazırlamaya yönelik önemli bir örnek teşkil etmektedir. Filmde birden çok uzay gemisinin dünyanın çeşitli yerlerine iniş yapınca dünya da sansasyonel olaylara neden olması ve insanların amaçlarının ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla iletişim kurmanın yollarını aramaya başlaması konu edilmektedir. Her ne kadar dünya dışı varlıklarla temaslara ilişkin içinde bulunduğumuz zaman diliminde kitlesel olarak bir temas veya bireysel temaslara ilişkin genel geçer bir kabul olmasa da geçmiş zaman dilimlerinde bu temasların olmadığı söylenemez. Eski Mısır’a baktığımızda tabletler, tamgalar, ikonik resimler o dönem insanlarında da dünya dışı yaşama dair bilinç olduğunu göstermektedir. Eski Mısır tapınaklarının duvarları ilginç ve dikkate değer pek çok resimle süslenmiştir. Aşağıdaki hiyeroglifte (Abydios Tapınağı) bugün UFO olarak lanse edilen dünya dışı varlıklarla özdeşleşmiş araçsal objelere rastlanmaktadır.

hiyeroglif

Yine tapınaktaki bazı yazıtlarda Güneş Tanrısı olarak lanse ettikleri Ra için; “Sen, yıldızların ve ayın altında dolaşansın. Sen, Aton gemisini yorulmak bilmeden Sirius ve Kuzey kutbundaki batmayan yıldızlarla yeryüzü arasında sürensin.” Denmiştir. Geçmişte yaşayıp, dünya sahnesinden çekilen kadim uygarlıkların göklerle ilgili bilgilerinin ne denli derin olduğu görülmektedir.

Meksika’da bulunan eski tabletlerde de UFO gibi göksel objelere rastlanmıştır. Zaman dilimlerinin farklı ancak objelerin aynılığı göz önüne alındığında insanlığın ortak hafızası bize neyi anlatmaktadır?

Aralarında yüzbinlerce kilometre bulunan ve hiçbir bağlantı kurmamış dünyanın değişik yerlerindeki insanların dünya dışı yaşama dair hemen hemen benzer öyküleri anlatmaları dikkate değerdir. Aynı şeyi cennet tasavvuru için de söylemek mümkündür. İnsanlara cenneti nasıl hayal ediyorsunuz? Şeklinde sorulduğunda oransal olarak çoğunun Manhattan gibi yüksek gökdelenlerin olduğu, teknolojik gelişmenin ileri seviye de olduğu yerleri değil, orman, ağaç, akarsular, göller vb. Doğal yaşama dair bir Cennet tasavvur etmesi yaratılış hakikatindedir. Asli yurdundan kovulup dünyaya sürülen Ademoğlu, hala asli vatanına dair unsurları bünyesinde taşımaktadır. Hayalin de bir hakikati olduğu unutulmamalıdır.

Bir sonraki yazımızda dünya dışı zeki yaşam formlarıyla insanlığın yaşadığı/yaşayacağı temas süreçleri, geçmişte yaşanan temaslar ve ifşa sürecinin ardında yatan hakikati keşfetmeye çalışacağız…

“Subhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Herşeyi hakkıyla bilen, herşeyi hikmetle yapan Sensin.” (Bakara/32)

6 Comments

    • ttaha dedi ki:

      Merhaba Berk Bey, öneriniz için teşekkür ederim… Kitabı temin edip ilgileniyor olacağım… An itibarı ile, sanki son yazıma yorum gelmiş olabilir hissiyatı ile girip siteye bakayım dedim ve siteyi açtığımda sizlerin yorumu ile karşılaştım… Gerçekten ilginç bir tevafuk oldu…Bu vesileyle paylaşayım dedim… Yeni yazımı da yakın zamanda sunmuş olacağım inşallah…

  1. koroglan dedi ki:

    Çok merak ettiren bir yazı olmuş. her zaman uzaya olan merak bende giderek artmaktadır. Bazen merakımı kendim kesmeye çalışıyorum. Meraklar gereksiz yere gidebiliyor ama yazılarınızın herhangi bir yerinde “Hu” nun adı geçmesi veya ilişkilendirilmesi tüm zamanı belki zikre çevirip ilhama dönüştürüyordur. O yüzden ne güzel şeyler yazıyorsunuz Ya Hu!

    Ayrıca hayallerinde bir hakikati olduğunu hatırlatmanız çok iyi oldu.Tam en az 3 bölümlük yazı çıkar bence.Bekleriz.

  2. mehmet aydemir dedi ki:

    tam zamanında imdada yetişmiş bir yazı. devamını bekliyoruz.

  3. Faruk Ay dedi ki:

    Heyecan verici bir başlangıç. Günümüzdeki ilerlemeci bakış açısı uzaylı fenomenini bile ileriye matuf bir olgu gibi zihnimize işliyor. Halbuki yazınızda geçen örnek gibi arkeolojik bazı bulgular bunun farklı olabileceğine dair işaretler içermekte, belki bu yüzden üstü örtülen ve akademinin kabul etmediği hatta bilimden sayılmayan bir bilim dalı(!) arkeoloji.

    Dünyada gücü elinde tutanlar bahsettiğiniz kontrollü anlatıyı aşılamaya çalışıyorlar, Arrivals filminde bile evet uzaylı olabilir ama iletişime geçilemez / geçilmesi çok müşkül gibi bir algı inşa ediliyor. Herneyse uzatmadan yazınızın devamını beklediğimi söyleyeyim.

    Not: Küçük bir düzeltme, dünyanın değişik yerleri derken, aralarında binlerce kilometre olan yerleri kast ettiniz herhalde.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir