İlk iki yazımızda vurguladığımız nokta sicimlerin esir olmadığına dairdi. Burada basitçe tekrar vurgulayacak olursak cevahir-i fert yani atomu meydana getiren en küçük ferdin arasındaki ipin aynı olduğunu söylüyor Said Nursi. Bugün atomun aynı iplerden meydana geldiğini Sicim Teorisi söylüyor. Kabaca bu şekilde anlaşılabilir. Esir siciminde altında bir konumda bulunmaktadır. Bu konuya değinmemizin sebebi bir okuyucumuzun konuyu pek anlaşılır bulamamasından dolayıdır. Bunun sebebi konunun kötü anlatılmış olması da olabilir. Kötü anlatım için kusura bakmayın. Bir önceki yazıda başladığımız listedeki esma ilişkilerine devam edeceğiz. Bu sebeple oluşturduğumuz listeyi tekrardan paylaşacağız.
“Enva bütün Erkanıyla La Rabbe illa Hu
Erkan bütün Azasıyla La Malike illa Hu
Aza bütün Eczasıyla La Müdebbire illa Hu
Ecza bütün Cüziyatıyla La Mürebbiye illa Hu
Cüziyat bütün Hüceyratıyla La Mutasarrıfe Fil-Hakikati illa Hu
Hüceyrat bütün Zerratıyla La Nizame illa Hu
Zerrat bütün Esiriyle La ilahe illa Hu “
Listemizdeki esma ilişkisini incelerken aşağıdan yukarı veya tersi şeklinde değil dikkat çekmek istediğimiz maddelere göre inceleyeğiz. Cüziyat bütün hüceyratıyla La Mutasarrıfe Fil-Hakikati illa Hu diye şehadet eder. Kuark ve elektron seviyesi olarak ele aldığımız hüceyratlar O’ndan başka Mutasarrıf yoktur; gerçekte Allah’tan başka idare eden ve yöneten yoktura şahitlik ediyorlar. Bu konunun açılımı yine Risalelerde zikredilmiş ve zerrede tasarruf edemeyenin alemde tasarruf edemeyeceği anlatılmıştır. Durum hakikatte de bu şekildedir elektronu döndüremeyen gök cisimlerini hiç döndüremez. Bir sonraki cüziyat La Mürebbiye illa Hu diye olan şehadeti ilan eder. Proton, nötron seviyesi ile ilişkilendirdiğimiz cüziyatta ise Mürebbiye esması okunuyor. Terbiyeci, terbiye eden manasındadır Mürebbiye esması. Protonları nötronlarla bir arada tutan. Ecza ise moleküler seviyeyle ilişkilendirilmişti ve Müdebbir esmasına şahit ecza seviyesi. Müdebbir tedbir alıcı, zararları giderici ve neticesinde faydalar sağlayan manasındadır. Buna örnek su molekülü verilebilir. İki yakıcı elementin birleşmesiyle yakıcılığı gideren suyun meydana gelmesi gibi.
Aza ise Malik isminin şahidi. Malik mülk sahibi anlamındadır. Azayı madde ile ilişkilendirmiş ve maddeden insanın organına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebileceğinden bahsetmiştik bir önceki yazımızda. Burada listemize göre eşyanın/mülkün oluşumunu incelersek(bunu suyun oluşumu gibi de düşünebiliriz örnek açısından) Allah önce nizam koyuyor. Sonrasında bu nizamında tasarrufta bulunuyor. Tasarrufundakini terbiye ediyor. Terbiye ettiğine tedbir alıyor, zararlarını gideriyor ve nihayetinde madde/mülk(su) meydana geliyor ve meydana gelen maddeler dağılmadan sevki ilahi ile emirber bir askere dönüşüyor. Deyim yerindeyse Allah’ın mülküne kayıdı yapılıyor ve Malik ismine şahitlik ediyor.Aza seviyesinin maddeden organlara kadar genişliğinden bahsetmiştik ki insan kendi organlarına malik değildir. İnsan bu esmayı kendi üzerinden bu esmayı kolayca okuyabilir.
Zerrat seviyesindrki zikredilen esma La Nizame illa Hu. Yani O’dan başka nizam koyan yoktur. Zerratların sicimlerden meydana geldiğini belirtmiştik. Sicimler titreşen küçük ipliklerdir. Yani burada şöyle söyleyebiliriz Yaradan’ın nizamı titreşim üzerine kuruludur. Bu titreşim için kainatın senfonisi de denilmiştir. Peki bu titreşimin kaynağı nedir? Elbette bütün herşeyin kaynağı Allah’tır. Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta bu senfoninin kaynağı nedir? Sorunun cevabını Kainatın musikisi ve Ainulindale ve Sicim Kuramı yazılarında aranabilir. Biz devam edecek olursak, erkan seviyesini insanlar, hayvanlar, bitkilerle iliskilendirmiştik. Erkan seviyesinin esması ise Rab esmasıdır. Bu nokta hayli ilginçtir. Yani bir bakıma Rab’lik burada başlıyor. Yanlış anlaşılmasın esirinden sicimine, molekülünden atomuna hepsinin yaratıcısı Allah’tır. Vurgulamaya çalıştığımız şey ise kulluk-Rab ilişkisi. Yani esirden başlayıp sicime oradan kuarka elektrona ondan sonrasinda atomlara maddeye ve azaların bir araya gelmesiyle bu sürecin devamı bitki ve hayvanlar ve nihayetinde bütün bunların meyvesi olan ve popüler deyimle atomlardan oluşan insan kulluğa muhatap oluyor (hayvanlar ve bitkiler içinde aynı süreç geçerlidir sadece vurgudan dolayı insan öne çıkartılmıştır.).
Şimdiye kadar değindiğimiz kısımlar sürecin madde boyutundaydı. Oluşturduğumuz halkalarla maddenin oluşumundan canlı varlıklar olan bitkiye, hayvana ve insana olan sürece baktık ama burada merak ettiğimiz bir soru var.
“ Canlı demir (sadece örnek olması bakımından) atomuyla cansız demir atomu arasında ne fark vardır?”
Soruyu açarak bir sonraki yazımıza devam edeceğiz…
3 Comments
Kaleminize sağlık. Allah ilminizi artırsın. Bizleri de hakkıyla faydalanabilenlerden eylesin.
Teşekkürler Taha bey. İnşallah güzel yazılarınızı yakın zamanda tekrardan görebiliriz. Allah okuyucularımızdan yazarlarımıza, hepimizi berrak tefekkürlere mazhar eylesin.
Ömer Bey’in çok azim sırlardan birini bizim için açtığını düşünüyorum. Çok hikmetli bir makale olmuş. Allah(cc) faydalı ilminizi artırsın inşallah.
Kaleminize sağlık.