Ölümsüzlük Peşinde – 2
Mayıs 11, 2018
Demircilik – 2
Haziran 18, 2018
Hepsini Göster

Labirent – 2

Atlantis

Labirent yolların ya da geçitlerin çokluğu karşısında içinden kolay kolay çıkılamayan yerlere veyahut durumlara verilen addır. Labirent mekansal bir yapı olabildiği gibi zihinsel bir yapı da olabilir. Labirent biraz da kullanımı ile alakalı olarak hayra ve şerre yönlendiren bir yapıya dönüşebilir.

Labirent zihinle de alakalıdır. Zihindeki çıkmaz sokaklar, bir yere varılamayan döngüsellik gibi düşünülebilir. Bu zihinsel yapıyı Hakikat Ehli bir zat nefsin karanlık, sisli labirentleri diye tanımlamaktadır. Bir türlü kurtuluş yolu bulamayan, nefsin tuzaklarına düşen, düştükçe vehmi daha da artan ve umudunu yitirmeye başlayan insan için böyle bir tanım uygundur. Labirentin bir diger ismi olan “maze” kelimesinin kökeni de vehmetmek, kuruntuya kapılmak anlamındaki manası bu tanımı doğrular. Nefsin karanlık labirentinden çıkamamanın bir örneğini Musa(as) ve kavminde de görmekteyiz.

“Allah, şöyle dedi: “O hâlde, orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.”

Maide – 26

Kırk yıl boyunca çölde bir hayat sürülmesine rağmen bir türlü çıkışı bulamama durumunda kalmışlardır. Sonrasında neslin ve halin değişimi ile çıkış bulunabilmiştir.

Bilinen en eski labirent yapılar Mısır ve Girit’te keşfedilmiştir. Labirentle akla gelen ilk mitlerden biri Kral Minos’un, Daidalos’a yaptırdığı labirenttir. Labirenti yarı insan yarı boğa olan Minotaur’un yaşayacağı bir yer olarak inşa ettirir. İçinden kolay kolay çıkılamayacak labirentin merkezinde yaşayacaktır Minotaur. Girit ile Atinalıların bir savaşı sonucu 7 erkek ve 7 kız kurban olarak Girit’e verilecektir. Üçüncü seferde Atinalı kahraman Theseus ortaya çıkar. Kralın kızı Ariadne Theseus’a aşık olmuştur ve Theseus’a labirentten çıkışı göstereceği vaadinde bulunmuştur. Theseus’a labirentin içine girip Minotaur’u öldürdükten sonra çıkışı bulması için bir ip yumağı verir. Theseus Minotaur’u öldürür ve ipi açarak çıkışa ulaşır. Delia Steinberg bu olayı şöyle yorumlamıştır.

” Ariadne’nin Theseus’a verdiği tam olarak bir yumak değildir, bir iğdir. Theseus çıkıp ipi yeniden sarmaya başladığında, ip kusursuz bir şekilde dairesel olacaktır. Ancak şimdi bu bir küre, bir yumak olacaktır. Bu sembol artık yeni değildir. Theseus’un açmak zorunda olduğu kusurluluğu ve geçmesi gereken denemeyi gösterir.”

Bu mitte labirentten bir kurtuluş anlatılmıştır. Labirente girmeden önce iğ şeklinde olan ip, labirentte yarı hayvan yarı insan olan bir yönüyle nefsi andıran Minotaur’u öldürdükten sonra labirent çıkışında küre şeklini almıştır. İpin küreye dönüşmesi göksel bir yükselişi simgelemektedir.

Mayalara özgü yapılardan biri olan Tzat Tun Tzat tapınağı da labirent adıyla bilinmektedir. Bu yapı dar tüneller, geçitler, basamak ve odalardan oluşur. Labirent sembolünün anlamlarından biri de karanlık ve aydınlığın bulunduğu bir alemi temsil etmesidir. Yani kişinin dış dünyadan içtekine, alt diyardan yüksek olanına yolculuk ettiği kutsal yolu temsil eder. Labirentin bu manasının şehir mimarisindeki kullanımına ilk yazıda biraz değinmiştik. Şimdi ise kadim bir sembol olan 7 çemberli labirentin etkilerini biraz inceleme niyetindeyiz.

thumbnail_Screen_Grab_20180518_004026_edit_edit

Yedi Çemberli Labirent

Bu labirent şeklinin kaynağı net olarak bilinmiyor. Lakin doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok yerde taşlara, arazilere işlenmiş kadim bir semboldür. Öyle ki bu 7 çemberli labirent kimileri tarafından insan beynine de benzetilmiştir ki şekil olarak da benzerlik taşımaktadır. Labirentin zihinle ilgili oldugu da düşünülürse bu benzerlik olumlu karşılanabilir.

Bu sembolün en eski çizimi 10.000 yıl öncesine dayanmakta. Muhtemel daha eski çizimler de mevcut olabilir. Dikkat çeken nokta ise Atlantis uygarlığının da 10.000 yıl once var olduğu tahmin edilmekte ve Platon’un betimlemelerinden yola çıkılarak çizilen Atlantis betimlemesi de şu şekildedir.

IMG_20180518_004227_edit

Atlantis

thumbnail_Screen_Grab_20180518_004251_edit

 Atlantis çizimi

Labirentin şehir mimarisine etkisi burada da göze çarpmaktadır. Şehir mimarisi için İslam kültüründe Kuran-ı Kerim’deki cennet tasvirleri rol oynamıştır.

“… altından ırmaklar akan köşkler…”

Ankebut-58

Bu Atlantis çizimi biraz da bu ayetin yeryüzüne yansımasını hatırlatıyor. Belki de başlangıçta hayra kullanılan labirent sembolü zamanla merkezinde değişmesi/kayması ile bir düşüşe/batışa sebebiyet vermiş olabilir. Bir teori de bu sembolün Atlantis’ten kurtulan kişilerin dünyanın değişik yerlerine bu sembolü taşıdıkları yönündedir.

Dünyanın değişik yerlerine taşınan bu labirent sembolü farklı alanlarda da kullanılmıştır. Yazının içinde verdiğimiz Maya tapınakları labirent ismi ile anılırken bahsi geçen labirent sembolü ise kilise zeminlerinde kullanılmıştır ama dikkatimizi çeken bir husus ise özellikle Ortaçağın gotik katedrallerinde bu labirent sembolü kullanılmıştır.

Screen_Grab_20180518_004004_edit

amiens.jpg

Gotik mimari hakkında sevdiğimiz bir büyüğümüzün şeytan işi bir mimari olabilir minvalinde bir sözünü hatırlıyorum. Bu bağlamda Adem(as)’in düşüne sebep olan labirentin asıl şekli bu labirent olabilir mi diye düşünmekteyim.

1 Comment

  1. Ömer Tahir Karahanlı dedi ki:

    Okuyucularımızın affına sığınarak yazılara kısa bir ara verdik. İnşallah Ramazan bitişi ile tekrardan devam edeceğiz. Selametle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir