Labirent – 2
Mayıs 19, 2018
Demircilik – 3
Haziran 27, 2018
Hepsini Göster

Demircilik – 2

Arkaik toplumlarda demirin kutsallığı korunmuş ve demire de saygı gösterilmiştir. Demir ister gökten düşmüş olsun ister topraktan çıkarılmış olsun her durumda demirin kutsal yüklerle yüklü olduğu düşünülmüştür. Günümüzde de devam eden medeniyet demir üzerine bina edilmiştir. Demir üzerine medeniyet inşaa etme tarihin her safhasında kendini göstermiştir. Gerek savaş aletleri gerekse tarım aletlerinde demir, baş aktör olmuştur. Bilinen tarih açısından demir tarım ve savaş aletlerindeki kullanım oranı ile üstünlüğü elde tutma vesilesi olmuştur. Demirin sertliği, gerektiğinde fırınlarla şekil verilebilirliği ve bolca bulunabilmesi demiri avantaj sağlayan bir maden konumuna yükseltmiştir.

Ancak bu üstünlük her zaman iyi yönde de olmamıştır. Walter Cline “demirciler gibi demir de bir paradoksal nitelik taşımaktadır. Zira şeytani ruhu da somutlaştırabilir. Birçok yerde belli belirsiz şekilde, demirin yalnızca uygarlık yoluyla zaferi değil savaş yoluyla üstünlüğü de temsil ettiği görülür. Kimi kez askeri zafer, şeytani zaferin yerini alır. Va Çaggalar için demir, içinde yaşam ve barışın düşmanı olan sihirli bir güç barındırır.” demiştir. Bu bakış açısıyla Hadid Suresinin 25. Ayetine bakmakta fayda var.

“Gerçek şu ki, Biz rasûllerimizi (risaletlerini de ispatlayan) apaçık gerçeklerle gönderdik ve yanlarında, insanlar adaletle var olsunlar, bütün muamelelerinde adalete uysunlar diye Kitabı ve Mizan’ı indirdik. Bir de, mahiyetinde (bilhassa savaş için) çetin bir kuvvet ve insanlar için faydalar bulunan demiri indirdik. Ki Allah, Kendisi’ni görmedikleri halde hem Kendi davasına, hem de rasûllerine yardım edenleri ortaya çıkarsın. Şüphesiz Allah, mutlak kuvvet sahibidir, her işte üstün ve mutlak galiptir.”

Hadid Suresi – 25. Ayet

Demirin mahiyetinden bahsediyor ayet. Demirin büyük bir kuvvet ve insanlara faydasıyla devam ediyor ve bunun yanında demir ile Allah’ın dinini ve peygamberlerini destekleyip desteklemeyeceklerini ortaya çıkaracağından bahsediliyor. Yani demir bu bağlamda bir imtihan aracı gibi bir mahiyet taşımakta ki yukarıda bahsedilen Va Çaggaların bahsettiği gibi yaşamı ve barışı sağlayabilirken, şeytani bir ruhu da somutlaştırabilmekte. Tabii ki şeytani bir gücü somutlaştırma olayı zulme sebebiyet veren iktidarları akla getirebilse de asıl olay yecüc mecüc olayı ile alakalıdır. Kaldı ki yine yecüc mecüc bahsinde Zülkarneyn de bir demircidir ve onun beraberindekilerde demirin rahmani kullanımına örnek teşkil etmekte. Yecüc mecüc hadisesi bu bakımdan demirin iki farklı kullanımının mücadelesi olarak okunmaya müsaittir. Bu konuya yazının bir sonraki bölümünde ele almayı planlıyoruz.

Tekrardan demir konusuna dönecek olursak; demirin günlük kullanıma uygun hale gelmesini sağlayan şey yer altından çıkarılıp işlenmesidir. Demirin işlenmesi ise ocaklarda demirciler tarafından yapıla gelmiş ve simgeleşmiştir. Nasıl ki günümüzde her türlü savaş aleti yapılmasına karşın kılıç savaşı simgeliyorsa, demirin işlenmesi de demirci ve demirici ocağı ile simgeleşmiştir.

thumbnail_Screenshot_2018-06-18-12-50-08-1

Demircinin demiri şekillendirmesini simgesel açıdan incelersek; demir yerden de inse gökten de düşse, demir gökten gelen bir darbe(demircinin çekici yukarıdan demire indirmesi) ile şekil almaktadır. Demiri şekillendiren iki olay vardır. Bunlardan birisi gökten gelen şekillendirici hareket diğeri ise ateştir. Bu simgesellik nefis terbiyesi ile de ilişkilendirilmiş ve birçok alim demircilik mesleğini icra etmiştir.

Bu manada şu tabir ortaya çıkmıştır; Tanrısal demirciler ve uygarlaştırıcı kahramanlar. Demirci mitolojileri, ayinleri ve metalurji sırlarını yayan başlıca kişi haline gelmiştir ve birçok toplumda demircilik saygın bir meslek olarak bilinmiştir. Maden işçiliğinde de yine yarı tanrı ya da uygarlaştırıcı kahraman bir Tanrı elçisi vardır. Çinlilerde dağı delen Büyük Yu efsanesi bu bağlamda örnek verilebilir.

İlk yazıda belirttiğimiz gibi demirci ve tarım ilişkisi sadece Dogonlara özgü değildir. Başka toplumlarda da ilk demirci yeryüzüne iner ve insanlara ateşi kullanmayı, hayvan yetiştirmeyi ve tarımı öğretir. Demirci dinsel ve toplumsal manada büyük öneme sahip olup erginleme törenlerinde de baş eğiticidir. Yani dinsel bir işleve de sahiptir bahsi geçen göksel demirciler. Bundan başka demirci tanrı yahut göksel demirci müzik ile de ilgilidir. Demircilik mesleği ile musiki arasındaki işbirliği Arapçada kendini göstermektedir. Arapça k-y-n “demiri dövmek, demirci olmak” şarkı söylemek, bir cenazeye ağıt yakmak eylemini belirten İbranice ve Süryanice dillerindeki terimlerle akrabadır. Eski İskandinav dilindeki demirci-şarkı anlamındaki lotha-smithr kelimesi de bu bağlantıya başka bir örnektir. Demircinin kahramanlarla, ozanlarla ve şairlerle bir tutulduğu Türk-Tatarlar ve Moğollarda da aynı ilişki mevcuttur.

Dinsel işlev bakımından ve musiki- demirci bağlantısı ile göksel demirci tabiri bize Davud(a.s)’ı hatırlatmakta. Davud(a.s) hem demirci hem de güzel sesli idi. Güzel kasideler ve ilahiler okuduğu da rivayet edilir. Davud(a.s) da Celali ve Cemali bir birliktelik mevcuttur ki, Sad Suresi’nin 26. Ayet’inde Davud(a.s)’ın yeryüzüne halife kılındığı buyruluyor. Bu Celali ve Cemali birliktelik de halifeliğe uygun düşmekte.

“Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve “(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik.”

Sebe Suresi – 10. Ayet

Muhtemel demir Davud(a.s)’ın kavmi tarafından da bilinen bir madendi. Lakin demir işçiliği bakımından zayıf olduklarını Davud(a.s)’a verilen demiri yumuşatma mucizesinden anlıyoruz. Demirin Davud(a.s)’ın elinde mum gibi yumuşaklık göstermesi, demirin ince işçilikte kullanılmasını da ortaya çıkarmış olabilir. Bu mucize ile birlikte demirin işlenmesi yaygınlık kazanmış olabilir. Zira Mircea Eliade Demirciler ve Simyacılar kitabında, demiri eritmenin sırrı Yakındoğu üzerinden Akdeniz ve Orta Avrupa’ya yayıldığını söylüyor. Kaynaklar için kitaba başvurulabilir. Davud(a.s)’a verilen demiri eritme sırrı ve kendisinin hilafeti aynı zamanda “demirci kral” tabirine uygun düşmekte. Bir sonraki yazımızda demiri ve bakırı eriten bir başka demirci kral Zülkarneyn ile devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir