İnsan ve Ağaç 4
Şubat 28, 2017
Ejderha
Mart 4, 2017
Hepsini Göster

Gökler,Yer ve İnsan-3 : Deha

Bir önceki yazımızda “yer” kelimesinin işaret ettiği manayı incelemiş ve düşüş-yer irtibatını kurmaya çalışmıştık. Bu yazımızda zeminden çıkan dehayı Lemaat’tan alıntıladığımız bölüm üzerinden inceleyeceğiz.

“Hidayet gökten indi, deha zeminden çıktı.

Hidayet kalbde işler, aklı da işletir.

Deha akılda işler, kalbi ise karıştırır.

Hidayet iki hayata da saadet verir.

Hem dünyayı hem ahireti aydınlatır.

Deccal gibi(*Bunda ince bir işaret var)

Tek gözlü deha ise yalnızca bir yeri, bir hayatı anlar,

Maddeperest olur ve dünyaya düşkündür. İnsanı canavar yapar.

Hidayet şuurlu sanatı tanır, hikmetli kudrete bakar.

Deha zemine nankörlük perdesi çeker.”

Said Nursi, Lemaat

Tek gözlü dehanın Deccal’e işaret ettiğini söylüyor Said Nursi. Bir yeri, bir hayatı anlayan tek gözlü deha; bulunduğu yeri ve hayatı ebedi zannediyor. Doğup büyüyen her şeyin öldüğü ve ölecek olduğu bu kâinatta bir ebedilik zannı ile ölümsüzlük peşinde koşuyor. Bu ölümsüzlük tutkusu için de Deccal’in zemine nankörlük perdesi çekeceğine değiniliyor. Nankörlük kelimesi; nan ve kör kelimelerinden meydana gelen, nimeti görememe durumuna denilir. Zemine çekilmek istenen nankörlük perdesi için deccali çalışmalara çok yönlü olarak devam edilmekte ve insanı “ikinci düşüş” olarak nitelenen dijital, sanal aleme düşürme çabası içerisinde gayret gösterilmektedir. Oculus rift ve Google Glass gibi çalışmalar bu düşüşün başlangıcı sayılabilecek çalışmalardan bazılarıdır. Sanal, gerçek olmayan, süslü, rengarenk bir aleme çağrılıyor insanlık. Rengarenk , süslü bir alem demişken; Deccal kelimesi de “decl” kökünden; bu da “yaldızlamak veya boyamak” anlamına gelir. Bu sanal, deccali alemin rengarenk olmasının sebebi Deccal’in böyle bir vasfı olmasıdır. Bu yüzden daha önceden çevirisi “süslü gerçeklik” olarak yapılan “augmented reality” kelimesini “decli gerçeklik” olarak da çevirebiliriz.

Bu alemde verilmiş olan gerçek nimetler yerine sanal olanı tercih etmeye zorlanıyor insanlık. Matrix filmindeki meşhur et yeme sahnesi gibi gerçeği bildiği halde(birçoğu bunun bile farkında olmayacak) sanalı tercih etmesi isteniyor ki bile bile olmayanı, ademi tercih etme durumu tam şükürsüzlük halidir. İnsanlığı böyle bir duruma düşürme peşindeler.

maxresdefault

Deccal sahte vasıfları olan bir varlıktır. Sahte bir cenneti ve cehennemi olması itibari ile insanlara karşı ilahlık iddiasında bulunacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz Deccal’in bir vasfı da boyacı olmasıdır. Bu sahte boyacılık iddiası karşısında Kur-an-ı Kerim’de şöyle bir soruya rastlarız.

““Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir?Biz ona ibadet edenleriz” (deyin)” BAKARA-138

Ayet Deccal’e ait sahte iki vasfın gerçek sahibini ortaya koyuyor. Boyacılık(sıbgatullah) ve ilahlık. Gerçekte Deccal ne cennet sahibi ne cehennem sahibi ne de ilahtır. Bunların gerçek sahibi yalnızca cemal ve celal sahibi olan Allah’tır.

Son olarak; biz sanal aleme girme işlemine “online” diyoruz. Online kelimesine göz atarsak on-line demektir. Line kelimesinin bir manası da “halat” demek ve halat kelimesinin Arapça karşılığı da “habl”dır. Yani insan bir halata bir ipe tutunarak bu “ikinci düşüşü” gerçekleştirecek. İnanıyorum ki bu ip ile düşülen alemden bir tutamakla ile bir ip ile kurtulmak da mümkün olacaktır.

“Hep birlikte Allah’ın ipine(hablullah) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın”ALİ IMRAN-103

“Dinde zorlama yoktur; Artık hak ile batıl iyice ayrılmıştır. Tağutu (saptırıcıları, Deccal’i) inkar edip Allah’a inanan kimse, kopmak bilmeyen(offline olmayan) sağlam bir tutamağa sarılmıştır. Allah işitendir, bilendir.”BAKARA-256

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir