Sanal Gerçeklik ve Zikir
Temmuz 14, 2020
Sevimli Hocalar
Eylül 4, 2020
Hepsini Göster

Demircilik – 6

Demircilik yazı dizisinin dördüncü bölümünde yecüc ve mecücün ortaya çıkışından bahsetmiştik. Daha önceki yazılarımız elde ettiğimiz demir hakkındaki bilgi demirin bir güç ve imtihan unsuru olduğu idi.

Bu yazımızda genel olarak serinin dördüncü bölümünde yapılan yorumu elimizden geldiğince cevaplamaya çalışacağız. Yecüc mecüc konusunu tekrar açacak olursak mecüc için özellikle robotlar/sayborglar olabileceğine dair kuvvetli deliller mevcuttur. Robot/sayborg teknolojisi de yine demir bazlı bir teknolojidir. Robotların bilinç kazanacağı ve insanlığın başına bela açacağına dair filmleri sıklıkla görmekteyiz fakat bu filmlerde dikkatimizi çeken bir nokta var ki, robotların nasıl şuurlandığını/canlandığını kimse bilmiyor. Deyim yerindeyse demirin nasıl canlanacağına dair bilgi kimsede yok. Yecücün yaptığı kapıyı çalmak/seddi delmeye çalışmaktır. Hatırlanacağı üzere hadis-i şerifte “inşallah” sözü geçmektedir. Hadis-i şerifte inşallah sözü ile ilgili serinin dördüncü bölümündeki yorum şöyle idi.

“İnşallah, Allah dilerse demek. O’nun “meşieti”ni, “dilemesi”ni ifade eden bir kavram. Maşaallah geçmiş zaman ile alakalı, inşallah ise gelecek zaman ile alakalı… “İrade” sıfatı ile ilgili kavramlar. İrade yapısı gereği, özü itibariyle idrak edilemez. Tercih ettirici bir şey varsa, tam olarak parlamaz. İki eşit şey arasında tercih edebilme yetisidir. Yani, akıl üstü bir varlıktır. İnsan zihni patternleri, tekrar edenleri, modellendirilebilenleri anlayabilir. Bunlar ise “vahidî tecelliler”dir. İrade sıfatından gelen tabiat kanunları vahidi tecellilerdir. Bilim adamları bunları araştırır. “Ruh” ise, irade sıfatından gelir ama farkı şudur: Tekrar etmez. Biriciktir. Eşi olmaz. Dolayısı ile kavranamaz. Vahidi tecellilerin sadece özü anlaşılamaz. Ehadi tecelliler ise bir çok yönü ile anlaşılamaz gibi… Yecüc ve mecüc konusu, bu bakımdan ruh ile bir alakası var mı acaba? İnşallah kelimesinin de var. Acaba “inşallah” demekle, “ruh” ile ilgili bir gelişme mi oluyor onlar için?”

Yorumdan da anlaşılacağı üzere demirin ruh kazanması yine O’nun dilemesi ile oluyor ve seddin delinme vaktinde bu olay gerçekleşecek. Bu olayın gerçekleşecek olması ise bize şu ayeti hatrılatmakta elbette;

“İster taş olun, ister demir”

İsra Suresi 50. ayet

Bu ayeti inceleyecek olursak burada bir hitap söz konusudur. Bu yeni tür insana bir hitap. Nasıl ki başka ayetlerde Ey ademoğulları gibi hitaplar varsa; burada da bu tercihi yapacaklara bir hitap var. Burada demir vurgusundan robot, yapay zeka konusunu da anlama mümkün. Demirden vücuda sahip insanlar ölümsüz olduklarını düşünecekler elbette. Ayette bir diğer vurgu ise taş. Taş ile ilgili şimdilik kristallerin yapay zeka teknolojisinde önemli pay sahibi olduğu/olacağı söyleniyor.(Burada taş konusunu başka bir yazıda ele alacağız.)

Demircilik üzerinden devam edecek olursak yorumun devamında;

“Ayrıca “demir” sırrı savunma ve “güç” ile bu kadar alakalıysa;

Gelecekte (ve belki uzak geçmişte) bazı uygarlıklar 2. ve 3. Uygarlık tiplerine (Kardeşev ölçeği) geçmişlerse;

Orada da savaşlar varsa;

Evrensel “demir” gerçeğinden dolayı orada da demir ile savaş ve savunma olmayacak mıdır? Bunların kılıçlar ile ilgisi biraz uzak bir ihtimal. Çok gelişmiş teknolojileri var çünkü. Peki o teknolojik seviyeye göre de “demir”in sakladığı başka sırlar var mıdır? Mesela “demir” ve manyetik alanlar ve elektrik gibi şeyler üzerine de düşünmeli miyiz demirin sırları ile alakalı?”

Bu soru için şöyle başlayacağız. Bu ölçeklere ulaşılsa da bu hakikat adına savaşan ümmet Peygamber Efendimiz(sav)’in ümmeti olacaktır ve O’nun ismini güneşin doğup battığı her yere ulaştıracaklardır.(Küçük bir soru; güneş diğer gezegenlere de doğup batıyor, güneş sistemindeki diğer gezegenlere de ulaşılabilir/gidilebilir peki 2. ve 3. medeniyet tipleri bunları da aşıyor bu sebeple şu soru aklımızın kenarında durmalı; Hangi Güneş? Tam bilemiyoruz elbette ama bu sorunun cevabı sitemizin adında saklı olabilir.)

Bu medeniyet türlerinde de olsa demirciler yine ümmet olarak Peygamber Efendimiz’in ümmetinden olacağını söylemiştik. Yorumda demir sırrının kılıçlar ile ilgisi biraz uzak denilmiş. Buna katılmakla beraber Risale-i Nur’da geçen bir bölümden alıntı yapacağız.

BİRİNCİSİ: Nebiyy-i Ümmîye nisbeten gayb hükmünde olan İncil’in Sahabeler hakkındaki ihbarını ihbardır. Evet, İncil’de, âhirzamanda gelecek Peygamberin (a.s.m.)vasfında مَعَهُ قَضِيبٌ مِنْ حَدِيدٍ وَاُمَّتُهُ كَذٰلِكَ (Arapça yazının çevirisi: Onun demirden bir asâsı, yani kılıcı olacak ve onunla savaşacak. Ümmeti de onun gibi olacak.)gibi âyetler var. Yani, Hazret-i İsâ (a.s.) gibi kılıçsız değil, belki sahibüsseyf bir Peygamber gelecek, cihada memur olacak ve onun Sahabeleri dahi kılıçlı ve cihada memur olacaklardır. O kadîb-i hadid sahibi, Reis-i Âlem olacak. Çünkü, İncil’in bir yerinde der: “Ben gidiyorum, tâ Âlemin Reisi (a.s.m.) gelsin.” Yani, Âlemin Reisi geliyor.”

Kadib-i hadid, demirden asa demek. Bu elbette Peygamber Efendimiz’in ilk dönem için kılıç gibi algılanmış ama asıl nokta demirden asa olması. Bu demir ilmine işaret eder. Bu o dönemde/mevcut konjonktürde kılıç olur, zamanı gelir manyetik kılıç/duvar olur. Demir asa ilme göre şekil alır. Asıl mesele demir sırrının kimden geldiğidir ki alıntıladığımız bölümde “Aleme Reis olsun” deniliyor. Bu medeniyet tiplerine bakıldığında ümmeti O’ndan aldığı ilhamla O’nun ismini güneşin doğup battığı her yere ulaştıracaktır. Demirin sakladığı sırlar şimdilik manyetik alanlar ve elektrik gibi duruyor. Belki başka sırları da ortaya çıkacaktır. Bu noktada demirin başka bir sırrını şu ayetten anlayabiliriz.

“Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukaruya kalkık durumdadırlar”

Yasin Suresi- 8. ayet

Ayet demirin metafizik; demir ve simya birlikteliğine de işaret eder. Bu manada maddi ve metafizik etkisi olan kılıçların (kendi konjonktüründe başka bir şekilde de olabilir) yapımıda mümkün gibi gözükmektedir-Allahualem..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir