Detroit: Become Human
Nisan 9, 2021
Vaiz Olarak Ölüm Yeter
Ağustos 27, 2021
Hepsini Göster

Ey Düşmanım Bana Sen Lazımsın!

Birkaç gün önce Netflix resmî hesabı şu tweet’i attı:

Bebekler üzerinden kimera reklamı

Evet artık açıktan, bebeklerin fıtri sevimliliği kullanılarak kimera reklamı da yapılıyor. İnsan genlerini başka hayvanların genleri ile karıştırarak hilkat garibesi varlıklar yaratılmak isteniyor ve bunun pazarlanması aşamasına geçilmiş.

İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez. -Bakara, 205

Nesli bozmak isteyen organize, şeytani bir topluluk iş başında. Tweet’in alıntılarına bakıldığında insanların tepkilerinin ümit verici olduğu söylenebilir. Buradaki şeytaniliğin farkında olan ve bundan tiksinip tepkisini gösteren azımsanmayacak sayıda insan var. Bunların ekseriyetinin dindar (yalnızca Müslümanlar değil diğer dinlerden de) insanlar olması tesadüf değil. İnsanlığı savunma refleksini hâlâ gösterebilenler dayanak noktalarını vahiyde buluyor.

Peki bu yüzsüz, arsız saldırılara karşı biz ne yapacağız? Savunma pozisyonundan çıkıp ne zaman hamlemizi yapacağız?

İnsanlar şok edici, çok yabancı oldukları fikirlere maruz kaldıkça -garip bir şekilde- bu fikirleri daha sonra kabul etme, bunları tolere etme ihtimalleri artıyor. LGBT’nin batıl ama fazlasıyla başarılı mücadelesi bunun bir örneği. Hiçbir mevzide geri adım atmadılar, en büyük fuhşiyatı her seferinde de dozunu artırarak yüzümüze çarptılar ve gelinen noktada çocukların bile izlediği, her türlü rezilliği içeren Pride törenleri; drag queen’lerin kucağında masal dinleyen masum çocuklar var elimizde.

Bu gibi görüntülerin değil, bunlara tepki gösterenlerin (örn. Alex Jones) marjinal sayıldığı bir döneme girdik

Nasıl bu hâle gelindi? Hakkı söylemekten imtina edilerek ve kınayanın kınamasından korkularak…

Şu an bunlar ağırlıklı olarak Batı’da ama bize de sirayet etmeye başladı bile. Henüz çocuklarımız drag queen’lerden masal dinlemiyor ama Batı’daki yozlaşmanın er ya da geç, bir ölçüde Doğu’ya da sirayet ettiğini görüyoruz ve gelecekte de böyle olacağını tahmin edebiliriz. Teknikte geri kalmışlığımız ve diğer komplekslerimiz sebebiyle hınç duyduğumuz Batı’nın bizden belki de sadece birkaç yıl erken başlayan yozlaşmasını kınayıp aşağılayarak bir yere varamayız. Bunlar bizden çok uzak ve bize asla bulaşmayacak pislikler olarak kalmayacak. Kınanmaktan, dışlanmaktan korkarsak kamuoyunu muhtaç olduğu şok edici fikirlere maruz bırakma görevimizi de yerine getirememiş olacağız. Şu an kamuoyu için şok edici fikirler bundan 100 hatta belki 50 sene öncenin sağduyusundan ibaret aslında. Ama yozlaşma o kadar hızlandı ki bunları dile getirmek artık işinizi kaybetmenize, entelektüel çevrelerden dışlanmanıza, sivil ölümünüze sebep olabilir. Bunlar henüz Türkiye’de böyle değil diye asla rehavete kapılmamak lazım. Bugün böyle değil ama çok yakında böyle olacak, her şey böyle devam ederse.

Peki ne yapalım? Elimizden gelen en küçük şey, bulduğumuz her fırsatta ve yeri geldiğinde sırf hakkı dile getirmek için hakkı dile getirmek. Ne bir tartışmayı kazanmak ne kendimizi ispatlamak ne de başka bir aşağılık küçük menfaat için, yalnızca hakkı söyleme ve insanları buna maruz bırakma görevimizi yerine getirmek için bunu yapmalıyız. En az sapıklar ve şeytaniler kadar cüretkâr olmalıyız. İnsanlar başta hakkı yadırgayabilir. Ama en az sapıklığa maruz kaldıkları kadar doğruluğa da maruz bırakılmalılar ki doğruluğa meyletme şansları olabilsin. Yoksa modern hayatın milletinden, mahallesinden, akrabalarından, ailesinden kopardığı ve tek başına bıraktığı ve böylece her türlü manipülasyona açık hâle getirdiği bireyin bu devasa propaganda makinesi karşısında hiçbir şansı yok.

Şeytanilerin cüreti bize şevk vermeli.

Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;

Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..

Zayıflığımız, aczimiz de bize güven vermeli. Kendi gücümüze, kuvvetimize dayanmıyoruz ki kendimizde gördüğümüz zayıflık bize fütur versin. La havle vela kuvvete illa billah demeli ve aczimizi tembelliğimize bahane etmemeliyiz.

NOT: İlgili tweet bağlantısı için tıklayınız.

 

2 Comments

  1. Ufuk Nur Kılıç dedi ki:

    Çok teşekkür ederim Berk Bey

  2. berk dedi ki:

    Çok önemli konulara değiniyorsunuz Ufuk bey. Çarpıcı… Ürpertici… Bu günleri dedelerimiz hayallerinden bile geçiremezlerdi. Ahir zaman deseler bile hayal edemezlerdi. Tebrik ediyorum sizi.

    Bu arada bu konularda Türkiye’de kafa yoran birini de paylaşmış olayım:

    https://www.kitapyurdu.com/kitap/ailesiz-toplum-modern-family-amp-ya-sonrasi/518568.html&manufacturer_id=220019

    https://www.cirakitap.com/index.php?p=Products&wrt_id=16897

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir