Androidlerin bilinç kazanmasını konu alan güncel sayılabilecek oyunlardan biri Detroit: Become Human (çıkış tarihi Nisan 2018). Oyunu oynamayı düşünüyorsanız bu yazıda spoiler sayılabilecek bilgilerle karşılaşabilirsiniz.
Oyun interaktif hikâye anlatımında ustalaşmış, Heavy Rain ve Beyond Two Souls oyunlarından bildiğimiz Quantic Dream tarafından geliştirildi. Seçimlerimiz hikâyenin farklı şekillerde ilerlemesine ve farklı sonlardan birine ulaşmamıza sebep oluyor. Bu lineer olmayan hikâye anlatımı sayesinde oyuncu kararlarının sorumluluğunu almak zorunda kalıyor ve bu durum çok daha derinlikli bir deneyim sağlıyor.
Oyunda tek bir büyük hikâyede birleşen küçük hikâyeleri olan farklı karakterleri oynuyoruz. Oynadığımız karakterlerin hepsinin ortak özelliği ise android olmaları. Oyunda hiçbir insanı oynamıyoruz ve hikâyeye tamamen androidlerin gözünden bakıyoruz.
Genel hikâye şu şekilde özetlenebilir: Androidlerle ilgili çığır açan bazı teknolojik gelişmeler sonucunda androidler modern yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuş, insanların yapmak istemeyeceği birçok işi yapan alt bir sınıfa dönüşmüşler. Bunun sonucunda üretimde büyük bir sıçrama görülürken bir yandan da işsizlik aşırı artmış ve bu durum insanlar arasında android karşıtı bir hareketin başlamasına sebep olmuş. Sokaklarda androidleri protesto eden, yakaladıkları androidleri döven insanlar görebiliyoruz. Hatta sokakta android teknolojisinin tanrıya isyan anlamına geldiği vaazını veren bir rahibe rastlamak mümkün.
Tüm bunlar olurken bazı androidler programlandıkları şekilde çalışmamaya ve birer “aykırı”ya (deviant) dönüşmeye başlıyorlar. Bunların kimisi sahiplerini öldürüyor, evden kaçıyor. Oyun ilerledikçe bütün bu aykırı androidlerin ya vücut bütünlükleri veya “hayatları” ciddi bir tehlike altında olduğunda ya da “vicdanlarına” sığmayan olaylarla karşılaştıklarında buna müdahale etmek için aykırıya dönüştüklerini görüyoruz. Oynadığımız android karakterlerin aykırıya dönüştükleri anları da bizzat oynadığımız için bu süreci yakından görebiliyoruz. Örneğin oyunun başlarında, alkolik ve uyuşturucu bağımlısı babasının dövdüğü küçük bir kızı kurtarmak için aykırıya dönüşüyoruz. Kızın babası, kızına bakıcılık eve de hizmetçilik yapmamız için bizi satın alan kişi ama kızını onun elinden kurtarmanın sahibimizin emirlerine itaat etmekten daha doğru olduğuna “karar verip” bir aykırıya dönüşüyoruz.
Oyun ilerledikçe bu yeni köle/işçi/zenci sınıfı diyebileceğimiz android sınıfı hakları için politik bir mücadeleye giriyor. Hikâyede birçok noktada çatışmaları ve problemleri çözmek için şiddeti veya barışçıl yolları tercih edebiliyoruz. İster bize ateş açan polislere karşı silahsız bir yürüyüş yapalım ister terör eylemleriyle hakkımızı almaya çalışalım, oyun buralarda tercihi bize bırakıyor. Ama barışçıl yolları tercih etmenin insanın sabrını zorladığını söylemek mümkün. Sürekli baskıya, aşağılanmaya hatta katliama maruz kalıp her seferinde öbür yanağınızı dönmek kolay bir iş değil. Barışçıl yolları seçtiğimiz için halk veya hükûmet birdenbire bizi bağrına da basmıyor, biz yeterli kamuoyu desteğini sağlayana kadar “halkımızı” öldürmeye, bize saldırmaya devam ediyor. Bunun sonucunda da oyunu oynarken kendimizi android terörü sempatizanı olarak bulabiliyoruz. İşte bu hikâye anlatım tarzının çok güçlü olduğu yön bu. Oyunun geliştiricileri tercihi oyuncuya bıraksalar da bazı tercihlerin ne kadar zor olduğunu, alternatif tercihin de başlangıçta düşündüğümüz kadar ahlaksız olmadığını oyuncuya bizzat yaşattıkları deneyimle gösterebiliyorlar.
Bu oyunu oynadığı sırada oyuncunun androidlerin gerçekte bilincinin olmadığını düşünmesi neredeyse mümkün değil. Geliştiriciler bunun için ellerinden geleni yapıyorlar. Karakterlerimiz aşık oluyor, inandıkları dava için kendilerini veya arkadaşlarını feda edebiliyor, aşağılanmaya katlanıyor, toplama kamplarında “aileleriyle” birlikte imha edilmeyi dehşet ve çaresizlik içinde bekleyebiliyor. Oyunda androidler çok açık referanslarla bazen medeni haklar konusunda mücadele veren zencilere, bazen toplama kampındaki Yahudilere, bazen de ezilen işçi sınıfına benzetiliyor; bu topluluklarla aralarında bariz paralellikler kuruluyor. Böylece android hakları mücadelesinin de bu insanların mücadeleleri kadar haklı ve geçerli olduğuna ikna olmamız isteniyor.
“Aykırı” kelimesinin seçilmesi de üzerinde ayrıca durulmayı hak ediyor. Oyunda bilinç kazanan androidlere “aykırı” (deviant) dendiğinden bahsetmiştik. Bu kelime seçiminin de çok bilinçli olarak yapıldığı açık. Deviant kelimesi oyunun resmî Türkçe çevirisinde “aykırı” kelimesi ile karşılanmış ancak aslında “sapkın” kelimesinin daha doğru bir karşılık olduğu söylenebilir. Toplumun sapkın olarak gördüğü kesimlere, davranışlara da burada zımni bir övgü var. Oyundaki sapkınlar aslında aydınlanmış, kelimenin gerçek anlamında bilinç kazanmış, sapkınlıkla uzaktan yakından alakası olmayan varlıklar. Yalnızca toplumun kabul ettiği standartlardan (androidler için bu standart insanlara koşulsuz itaat) saptıkları için böyle isimlendiriliyorlar. Böylece oyun, başından sonuna kadar yoz geleneğe ve yoz topluma isyan övgüsü olarak da okunabilir. Yine bu sapkın kelimesi üzerinden, androidler ile sapkın olarak görülmemek için mücadele vermiş ve vermekte olan LGBT arasında paralellik kurulduğunu söyleyebiliriz. Zamanında LGBT olmanın toplumun çok daha geniş bir kesimi ve hatta bilimsel kurumlar tarafından bir sapkınlık (deviancy) olarak görüldüğü hatırlanırsa bunun zorlama bir yorum olmadığı anlaşılacaktır.
Önceki yazılarda insan gibi davranan bir makinenin gerçekten bilinçli olup olmadığının ispatının da inkarının da şimdiki bilgimizle mümkün olmadığından söz etmiştik. Akli argümanlarla iknanın mümkün olmadığı yerde, bu oyun örneğindeki gibi, duygusal manipülasyonların kullanılması yaygın bir yöntem olarak devam edecek. Bu oyun bu konudaki ilk örnek olmadığı gibi sonuncu da olmayacak.
3 Comments
Yeşil Güneş ekibinin, muhtemel Kadir Gecesİ’ni tebrik ederim. Kadir Gecesi’nden sonra doğmaz mı zaten Yeşil Güneş…
Çok teşekkürler Berk Bey. Biz de Yeşil Güneş ekibi olarak sizin ve sevdiklerinizin muhtemel Kadir Gece’sini tebrik ederiz.
Allah razı olsun. Herkesin gecesinin mübarek olması dileğiyle.. Dualarda buluşmak ümidiyle..