Demir günümuz dünyasinda her alanda kullanılan bir metaldir. Bugün sanayide kullanılan demir, geçmis dönemlerde günümüze oranla daha az kullanılmaktaydı. Günümüze kadar artarak gelen demir kullanımı elbette demirin eritilmesi işleminin yaygınlaşması ile oldu. Biz bu manada demirin kullanımından önceki dönemle yazımıza başlama niyetindeyiz. Demirin işlenme işlemi gercekleşmeden önceki dönemlerde arkaik insanlar meteoritleri işliyorlardı.
Kuşkusuz meteorların etkileyiciliği açıktır. Yukarıdan gelmeleri sebebiyle meteoritler göksel bir kutsallığa aittirler. Öyle ki gökten geldiği düşünülen kaya kristalleri erginleme törenlerinde kendine yer bulmuştur. Arkaik insanlar meteor demirini yeryüzü demirini kullanmadan çok önce de işliyorlardı. Bu kullanma, Eskimolarda meteor demirinden bıçak yapma şeklinde olmuşur. Mayalar, İnkalar ve Azteler sadece meteor demirini kullanmışlardır. Hernan Cortez Aztek reislerine bıçakları nereden aldıklarını sorduğunda ona gökyüzünü göstermişlerdir. Meteorun bu saygınlığı onu bu toplumlarda altından daha değerli kılmıştır. Mezopotamyadaki toplumlarda da benzeri bakış açısı vardır. Sümercede anbar demir anlamına gelmektedir ve gök ile ateş kelimesinin birleşiminden oluşup gök metali yada yıldız-metal şeklinde çevrilmistir. Keza Mısırlılarda da meteor kullanılmış ve yakın dönemde çıkan haberler Firavun hanedanının da bazı bıçaklarının meteor metalinden olduğundan bahsetmişlerdir. Bazı Hitit metinlerinde de Hitit krallarının göğün kara demirini kullandıkları belirtilir. Demirin göksel kökeni Yunanca sideros kelimesinde de mevcuttur. Sözcük yıldız anlamındaki sidus ile ilişkilidir.
Sinali bedeviler meteor demirinden bir kılıç yapabilen kişinin savaşta yara almayacağına ve bütün düşmanlarını alt edeceğine inanırlar. Bu inanç tanıdık geliyor. Arthur’un kılıcı efsanesinde de excalibur sahibi savaşta yaralansa dahi kanı akmaz ve düşmanları alt etmede önemli payı vardır. Bu iki inançta o dönemlere ait mitleşmiş birer anı olabilir.
Göktaşının kutsallığı kabul edilmistir ve bazı toplumlarda bu saygı demire de gösterilmiştir. Hint arkaik halkı Bhiller, komşu kabilelerden edindikleri ok uçlarına sunularda bulunmuşlardır. Bu elbette bir nesneye tapınma vb. gibi boş bir inanç değildir. Bu tanıdık evrene ait olmayan başka yerlerden gelen, dolayısıyla öte dünya aşkınlığının bir imgesi olan yabancı nesneye duyulan saygıdır. Benzeri saygıyı Peygamber Efendimiz(sav) ve bütün müslümanlar da Hacer-ul Esved taşına göstermiş ve göstermektedirler. Bu saygının bir tapınma olmadığı Hz. Omer’in Hacer-ul Esved hakkındaki söylediği sözlerde mevcuttur. Hacer-ul Esved hakkında hakikat ehli bir zat; belki de gökten gelen bir meteor, bir göktaşıdır. Meleklere ait ulvi bir alemden geldiği için kendisine bu değer verilmiştir. Peygamber Efendimiz(sav) Hacer-ul Esved’in kıyamet günü şahitlikte bulunacağını beyan ediyor. O binlerce video bandı gibi, bütün kendisini istilam edenlerin resim ve seslerini kaydedebilir ve bunlar öbür alemde birer şahit huviyetini alabilirler demiştir. Bu yorum Hacer-ul Esved hakkındaki; kıyamet gününde iki gözü ve söyleyen dili olacaktır hadisine dayanarak yapılmış olabilir.
”Mahiyetinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok fayda bulunan demiri de, kullanmaları ve Allah’ı görmedikleri halde O’nun dinini ve peygamberlerini, kimlerin bu kuvvet ile destekleyeceğini bilip ortaya çıkarmak için, büyük bir nimet olarak indirdik.” Hadid 25.
Evet demiri indirdik ifadesi geçiyor ayette. Ayetteki demir ifadesi yerden çıkan demiri kapsadığı gibi gökten gelen meteorları da kapsamakta. Zira yerden çıkan demirin dünyamıza sonradan geldiği bilimsel verilerle de desteklenmektedir. Demirin nüzulünun detayları ve ayet tefsiri için 28. Lema’ya bakılabilir.
Meteor gibi yerden çıkan demirde kutsal kabul edilip saygı görmüştür. Zira maddi ilerleme yerden çıkan demire bağlı olarak gelişmiştir. Bu ilerlemede demir ve ekin ilişkisi olmuştur. Bu ilişkinin etkisiyle demir gibi demirci aletleri de kutsal alana ait görülmüştür. Angola’da çekice tapılır çünkü tarım için gerekli aletler çekiçle yapılır. Çekiç bir prense gösterilen saygı kadar saygı görmüştür.
Demir ve ekin/tarım ilişkisine biraz daha örnek verirsek, bazı inançlarda Tanrı demircidir ve ekinleri korur. Afrika’daki Dogonlar’da da benzer bir demir-ekin ilişkisine rastlıyoruz. Uygarlaştırıcı kahraman rolünü göksel demirci üstlenir, gökten tohumları indirir ve insanlara tarımı öğretir. Bu inanç hayli dikkat çekicidir. Demirin indirildiği gibi tohumunda indirildiği inancı. Biz de demirin indirildiği inancını taşımaktayiz lakin tohumların indirilmesi gibi bir durum da mı var?
Burada cevabımız demirle ilgili bir maile aldığım cevap aynen şöyle, hadid (yazıda verdiğimiz ayette demir kelimesinin Arapçası hadid diye geçmektedir.) demir demek, demir indirilmiş bir şey. Hadid’in bir sırrı da buğdaydır. Buğday da indirilmiş ve sırlı bir şeydir. Milletimiz için kutsaldır.
5 Comments
Gerçi o ifadeyi Türkçe olarak Roerich’in kitabı diye göstermişler halbuki o ifadenin aslı babası bir şeytanî olan (Nazguldan olabilir) meşhur Madam Blavatksky’nin “The Secret Doctrine” kitabına aittir.
Enteresandır ki, Nazgul’dan (Nines) biri olan Nicholas Roerich’in kitabında http://www.kitapyurdu.com/kitap/yedi-buyuk-kozmik-sir/453238.html&filter_name=roerich
şöyle bir ifade var: “Bilgeliğin Efendileri yönettikleri insanlığın kullanımı için o ana dek gezegende bilinmeyen meyve ve bitkileri başka gezegenlerden getirtmişler. Örneğin buğday Dünya’ya ait bir ürün değildir, onun yabanıl hali asla bulunamamıştır.” sayfa / 63-64
http://www.kitapyurdu.com/kitap/teknolojinin-mayasi-kuranda-demir-harikasi/349515.html&filter_name=kuran'da%20demir aklıma bir de bu kitap geldi. Eliade’nin kiler zaten malumunuzdur.
Berk bey;
Bu sıralar mitolojiyle ilgili okuyacak kitap arıyordum vakitlice yetiştiniz. Tavsiyeleriniz için çok teşekkürler. Yazida geçen örnekler de Mircea Eliade’nin Demirciler ve Simya kitabından alınmıştır. Demircilik hakkında ileride yazmayi düşündüğümüz konu başlıklarına yardımcı olur inşallah bu kitaplar.
Konu başlıklarından biriside Tolkien evreninde düşüş yaşayan Sauron ve Saruman zira ikiside demirci Aule’nin maiasıdır.
Aklıma isim benzerliğinden bu geldi. Malumunuz Lucas, mitolojiyle, eserlerini onların üzerine bina edecek kadar çok önemsiyordu. http://www.kitapyurdu.com/kitap/mitolojinin-gucu/139129.html&filter_name=mitolojinin%20g%C3%BCc%C3%BC Bu onun da gurusu olan meşhur mitoloji üstadı ile yapılmış bir röportaj kitabı… Röportajı yapan, Lucas ile de sonra röportaj yapıyor.
http://starwars.wikia.com/wiki/Darth_Sidious