Vaiz Olarak Ölüm Yeter
Ağustos 27, 2021
Alter Ego 2: Sanal Tanrılar
Ocak 10, 2022
Hepsini Göster

Alter Ego 1: Sanal Bedenler

Görsel medyanın yaygınlaşması ile birlikte insanın kendi yüzüne ve bedenine yabancılaşma süreci de başlamış oldu. Eskiden kendini sadece yakın çevresi ile kıyaslayabilen kişiler kendilerini binde, milyonda bir rastlanacak güzelliklerle kıyaslayabildiler. Bu kıyaslama çoğu kişinin altından kalkabileceği bir kıyaslama değildi ve bu sebeple çoğu bunun altında ezildi.

Teknoloji bu soruna da çözümler üretti. Estetik ameliyatlar, anti-aging kremleri, ileri makyaj teknikleri, Photoshop, fotoğraf filtreleri ve benzeri harikalarla insanlar çirkinliklerinden ve yaşlılıklarından bir ölçüde kurtulabildi.

Tüm bunlar yine de ya çok pahalı ya çok zahmetli ya da tatmin edicilikten uzak geçici çözümler olarak kaldı. Peki ya yüzünü ve bedenini beğenmeyenler bu bedenlerinden tamamen kurtulabilseydi? Kendilerine bir yüz ve beden beğenseler ya da bu yüz ve bedeni bizzat tasarlasalar ve ellerindeki memnun olmadıkları yüz ve bedenle değiştirebilselerdi…

Teknoloji kullanılarak bedenden “kurtulmak” için iki yaklaşım benimsenebilir, 1) sanal bir avatar, 2) fiziki bir avatar.(1) İnsanlığın şu anki teknolojik seviyesi insanlara tamamen yapay, fiziksel bir beden vermeye yeterli olmadığından sanal avatar yaklaşımı yakın gelecek için daha önemli. Ayrıca sanal avatarlar fiziki olana geçişte bir aşama da olabilir.

“Avatar” kelimesi Sanskritçe avatara kelimesinden geliyor. Bu kelimenin asıl anlamı “düşüş”, “iniş”, “alçalma”; ayrıca Hinduizm’de tanrısal bir varlığın yeryüzüne inip beden sahibi olması anlamında kullanılıyor.(2) Söz konusu kelime internet ile birlikte ise bugün daha çok “profil resmi” olarak andığımız; sanal personaların yüzü, simgesi anlamını kazanmış. Bu ilk avatarların, fiziksel avatara giden yoldaki ilk basamaklardan biri olduğu söylenebilir. Daha sonra Second Life gibi oyunlar, World of Warcraft gibi MMORPG’ler, Bitmoji ve Memoji ile sanal avatarlar beden sahibi olmaya, detaylanmaya ve çeşitlenmeye başladı.

Yakın zamanda yayınlanmaya başlayan Alter Ego isimli televizyon programında kendi bedeni ile sahneye çıkmaktan ve seyirci ile yüz yüze gelmekten utanan insanların kendilerini sanal bir avatarla temsil ettiğini görüyoruz. Yarışmacılardan bazıları neden avatara ihtiyaç duyduklarını açıklarken hayatları boyunca görüntüleri yüzünden çeşitli zorluklar çektiklerini, avatarın onlara bunu aşmakta yardımcı olduğunu anlatıyorlar. Yarışmanın konsepti insana ilk etapta çok feci bir kaza veya hastalık sonucu yüzü tanınmayacak hâle gelmiş kişiler için düşünülmüş izlenimi veriyor. Başka türlü bu şiddette bir kendi bedeninden ve yüzünden utanma psikolojisini anlamak güç. Görünüşleri yüzünden büyük zorluklar yaşadıklarını ağlayarak anlatan insanların gerçek yüzlerini gördüğümüzde(4) ise hiç de abartılacak bir çirkinlik göremiyoruz. Her gün sokakta rastlayabileceğimiz sıradan insanlar. Böylece esas meselenin star olmayı hak edecek kadar güzel olmamaları olduğunu anlıyoruz.

Alter Ego’daki bazı avatarlar. En sağdaki avatar tesettürlü bir hanımefendiye ait.

Yarışmanın konsepti insanlara çok güzel değilseniz iyisi mi eli yüzü düzgün bir avatarın arkasına saklanın mesajını vermeye çalışıyor. “Beden olumlama” trendiyle aynı anda bunların da yaşanması gerçekten ilginç. Bir yandan toplumda gerçek dışı güzellik standartlarının olduğu ve bunlardan kurtulunması gerektiği iddia edilirken diğer yandan kendini güzel bulmayan insanlar avatarlar ardında saklanmaya özendiriliyor.

Jüri üyelerinden Grimes’ın da (gerçek adı Claire Boucher), henüz sahneye çıkmasa da, sanal bir avatarı var. Avatarının ismi WarNymph ve Balenciaga’dan giyiniyor.(3) Grimes’ın avatarının bu kadar şeytani görünmesi şaşırtıcı değil.

Alter Ego tek başına ele alındığında hiçbir değeri olmayan ve muhtemelen insanlığa hiçbir zararı olamayacak kadar kötü ve zayıf bir yapım. Çok kötü bir fikrin daha da kötü bir uygulanışından ibaret.(5) Ama işaret ettiği trend önemli. İnsanları bedenlerine ve yüzlerine yabancılaştırmak, bir gün bu bedenlerimizi topluca terk etmemiz gerektiği fikrine alıştırmak şeytani projesinin bir parçası olması yönüyle dikkate değer. Alter Ego’yu izlerken şu anki teknoloji ile üretilen sanal avatarların kalitesizliği insanda acıma duygusu uyandırsa da yakın gelecekte teknik ve estetik sorunlar aşıldığında bambaşka bir manzara ile karşılaşmamız muhtemel.

Rahman’ın suretinde yaratılan insan(6), suretinden bu şekilde vazgeçerse çok düşük bir seviyeye inmiş olur. Avatara kelimesinin “iniş, düşüş” manasına geldiğini hatırlayalım. Bir avatarda “bedenlenmek” Alter Ego’da pazarlanmaya çalışıldığı gibi daha yüksek bir forma çıkmak değil aksine çok daha düşük bir forma inmektir.


(1) Duruma göre avatarlar avatar olmaktan çıkıp “yeni beden”, “ikinci beden” de olabilir; James Cameron’ın Avatar‘ında (fiziki) veya Black Mirror’ın San Junipero bölümünde (sanal) olduğu gibi.

(2) Bu meselenin sanal tanrılarla bağlantısını inşallah “Alter Ego 2: Sanal Tanrılar” başlıklı ikinci yazıda inceleyeceğimiz için şimdilik bu konudan sarfınazar ediyoruz.

(3) https://theface.com/music/grimes-warnymph-miss-anthropocene-balenciaga-volume-4-issue-003

(4) Evet, garip bir şekilde yarışmada tüm yarışmacıların gerçek yüzleri de sürekli gösteriliyor. Gerçek yarışmacıları görme sebebimiz muhtemelen tekinsiz vadinin yamaçlarında dolaşan çirkin avatarlarla seyirciyi yakalayacak bir duygusallığın elde edilemeyecek olması. Bu sebeple programın neredeyse her anında asıl yarışmacıların ve gerçek insanların gösterilmesine ihtiyaç duyulmuş.

(5) Yarışmayı yerden yere vuran bir yazı: https://www.theguardian.com/tv-and-radio/2021/sep/22/alter-ego-worst-tv-show-of-2021

(6) İlgili hadisin açıklaması için bkz: https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sozler/on-dorduncu-lem-anin-ikinci-makami/19

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir